25 Aralık 2014 Perşembe

YAZAMAZSAN KARALA

YAZAMAZSAN KARALA
Adalet eski bakanlarından Mahmut Esat Bozkurt'ta dönemin gazetecileri şu soruyu soruyorlar "Bilimsel, sosyal, siyasal, alanlarda Atatürk'ün anlaşılmamış yönleri var mıdır?" Mahmut Esat Bozkurt cevap veriyor "Vardır. Atatürk'ü herkes anlayamadı ve anlayamazdı. Çok büyüktü. Biz faniler O'na erişemezdik. Bizim O'nda bütün gördüğümüz pek gereksiz, pek ufak ayrıntılardı. Abartılarak sözü edilen rakı içmesi neşesi, şusu, busu... Çünkü biz daha yukarı çıkamayız. Bir defa Atatürk son derece demokrattı. Kimilerinin "diktatör" demesine karşın sonsuz demokrattı. Kendisinin diktatör sayılmasından oldukça müteessirdi. Haklıydı da. Çünkü kendini bildi bileli diktatörlükle, şahıs ve zümre saltanatı, keyfi yönetimle, zorbalık ve baskı ile mücadele etmiştir."
Bir gün yine Gazi Mustafa Kemal Bursa'da idi. Onu görmek için toplanan coşkulu kalabalığın içinden yaşlı bir kadın kendini neredeyse yere fırlatır. Gazi'nin önünde heyecandan nefesi tıkanarak sorar;
- Beni tanıdın mı?
Ve yanıt beklemeden ekler
- Ben Hacer teyze. Sizin Selanik'den komşunuzum. Bir oğulcuğum var. Devlet Demiryolları'na girmek ister. Sende "Alsınlar" demiştin hani. Ama gene de almadılar Ne olur bir defacık daha söyleyiver de alsınlar.
Mustafa Kemal'in gözleri parlar.
-Almadılar mı? Ben söylediğim halde almadılar mı?
-Almadılar ya. Sen söylediğin halde almadılar.
Atatürk sesiyle, tüm yüzü, tüm varlığı ile mutludur.
-İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Sevgiyle, saygıyla tekrarladı.
- Evet işte Cumhuriyetten beklediğimiz...

Yukarıdaki her iki olay biri diğerini destekler ve biri diğerini açıklar gibidir. Tüm hayatı boyunca haksızlıklara, zorbalıklara, dayatmalara, adaletsizliklere ve adam kayırmacalara karşı mücadele eden M.Kemal Atatürk. En büyük mücadelesini ise diktatörlüğe karşı vermiş. Hayatının en başından yaşamının son dakikalarına kadar vatanım, milletim demiştir. Her sözü, her hareketi, her bakışı bir anlam taşıyan büyük lider... Milletine örnek olurken dünyaya da ders vermiştir. Onun için akıl ve mantık süzgecinden geçmeyen hiç bir şey vicdan tarlasında yeşeremezdi. İleri görüşü sayesinde yüzyıl öncesinden yüzyıl sonrasını tarif etmiş ve halkına emin bir yol, rota çizmiştir. O bir dahiydi, bilim adamıydı, alimdi, iyi bir hukukçu ve sıradan bir vatandaş tevazusu ile doluydu. Mustafa Kemal'i anlatmak yazmak bize ağır gelir. Hatta sadece binde birini yazar veya idrak edebiliriz. Hiç bir zaman onu tam anlatamaz ve tarif edemeyiz. Çünkü biz ne onun aklıyla düşünebiliriz, ne onun gözüyle görebiliriz, nede onun penceresinden bakabiliriz. Biz sadece yazarız. Hadimiz olanı da, olmayanı da, bilgimiz olanı da olmayanı da, hakkımız olanı da olmayanı da... Bazen de yazamayız sadece karalarız. Çünkü yeterince fikrimiz, yeterince bilgimiz en kötüsü de yeterince aklımız yoktur. Çünkü biz daha yukarı çıkamayız.      
                                                                           SEVGİ ÖZTÜRK

15 Aralık 2014 Pazartesi

Vahşi hayvan sayısı hızla azalıyor



Londra Zooloji Toplululuğu'nun Yaşayan Gezegen İndeksi, dünyadaki vahşi hayvan sayısının son 40 yılda yarı yarıya azaldığını ortaya koydu.

BBC'nin haberine göre, Londra Zooloji Topluluğu'nun Yaşayan Gezegen İndeksi, vahşi doğada yaşayan türlerin kaybının, sanılandan çok daha hızlı olduğunu gösterdi.
Bu seneki indekste, iki yıl öncekinden farklı ve yeni bir metot kullanıldığına dikkat çekilirken, dünyada memeli, kuş, sürüngen, amfibi hayvan ve balık popülasyonunun yüzde 52 azaldığı, tatlı su türlerinin sayısındaki düşüşün ise yüzde 76 olduğu belirtildi. 
Yaşayan Gezegen İndeksi'nde, 1970'den 2010 yılına kadar 10 binden fazla omurgalı hayvan türünün popülasyonuyla ilgili veriler değerlendirildi.
İndekste, Gana'da koruma altındaki bir bölgede aslan nüfusunun 40 yılda yüzde 90 azaldığı, Nepal'de yüzyıl önce 100 bin olan kaplan sayısının 3 bine düştüğü bildirildi.

Kaplanın Annelik Duygusu

Hamile bir kaplan geyik yavrusu ile karşı karşıya gelirse ne olur?

Kaplanın Annelik Duygusu
Anne kaplan yavru geyiği görünce ona zarar vermedi. Güçlü çene yapıları ile tanınan bu kaplanlar normalde avlarını asla affetmez ve gördükleri yerde saldırarak midelerine indirirler.
Ama durum bu defa diğerlerinden biraz farklı. Anne olmaya hazırlanan bu kaplanın annelik duyguları ağır basıyor.
Yavru geyiğe zarar vermeden ensesinden tutup taşıyan bu kaplan görenleri de hayrete düşürdü.
Amatör fotoğrafçı Pawan Menon tarafından kaydedilen bu görüntülerde kaplan geyiğin gitmesine 
izin veriyor ve kendi vahşi yaşamına geri dönüyor.

Baş ağrısı

Türkiye'de her 2 kişiden 1'i...



Hayatında hiç baş ağrısı çekmemiş insan bulmak oldukça zor. Kadınların yüzde 95'i erkeklerin ise yüzde 90'ı yılda en az bir kez baş ağrısı çekiyor. Toplumlarda görülme oranı değişmekle birlikte, yüzde 30-40 ile en sık gerilim tipi baş ağrısı, 2. sıklıkta ise ortalama her 4-5 kişiden birini etkileyen migren görülüyor. Duygusal stres, uzun süre stres içinde çalışmak, düzensiz beslenmek ve uykusuzluk gibi yaşam alışkanlıklarından etkilenen baş ağrıları günlük yaşamı olumsuz etkilese de tehlikeli olmuyor. Ancak bazı tip baş ağrıları var ki beyin tümörü, beyin kanaması veya anevrizma gibi yaşamı tehdit eden ciddi hastalıkların ilk, bazen de tek belirtisi olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, asla atlanmaması gereken 9 baş ağrısı sinyalini anlattı.

BAŞ AĞRISINDA BU SİNYALLER İHMALE GELMEZ!

Dr. Beyza Çiftçi Yalçınkaya, aşağıdaki baş ağrıları sinyallerinin yaşamı tehdit eden hastalıkların habercisi olabileceği için bu durumlarda zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulması gerektiği uyarısında bulundu. İşte o sinyaller:
1. Çok şiddetli ve ani başlayan baş ağrıları: Kişi hayatında ilk kez, çok şiddetli ve yaklaşık 1 dakika içinde en yüksek şiddetine ulaşan baş ağrısı tarif ediyorsa subaraknoid kanamadan şüphe ediliyor. Subaraknoid kanama, beyin damar duvarlarındaki anomaliden kaynaklanan balonlaşma şeklinde tarif edilebilecek anevrizmaların yırtılması nedeniyle oluşuyor. Baş ağrısı bazı hastalar tarafından ''başımın içinde bir şey patladı'' şeklinde de ifade ediliyor. Yakınması olmayan hastada ani ve şiddetli baş ağrısı ile birlikte bilinç değişiklikleri, uyku hali, bulantı, kusma, ışık hassasiyeti, epilepsi (sara) nöbetleri gözlenebiliyor. Hastaların yaklaşık dörtte biri ilk 24 saat içinde kaybedilebiliyor. Bu nedenle hastanın acil olarak hastaneye ulaştırılması gerekiyor.2. Giderek şiddetlenen ve geçmeyen baş ağrısı: Baş ağrısı altta yatan tehlikeli bir hastalık olmaksızın da sık görülmesine rağmen, eğer ağrı gittikçe artıyorsa mutlaka önemsenmeli. Sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan genç bir kadında gittikçe şiddeti artan baş ağrısı, beyin venlerinde pıhtılaşma sonucu oluşan serebral sinüs trombozu gibi hızla tedaviye başlanması gereken bir hastalığın işareti olabiliyor.
3. Hapşırmak, ıkınmak, cinsel aktivite veya efor ile ortaya çıkan baş ağrısı: Egzersiz, hapşırmak veya ıkınmak gibi kafa içi basıncının artması nedeniyle baş ağrısı oluşması, kafa içinde yer kaplayan bir oluşum düşündürüyor. Beyin tümörleri, anevrizmalar bu tip baş ağrısına neden olabileceği gibi, genç-orta yaş şişman kadınlarda daha sık gözlenen, beyin omurilik sıvısının basıncının artmasının neden olduğu psödotümör serebri gibi hastalıklar da buna neden olabiliyor.
4. Kafa travması sonrası ortaya çıkan baş ağrısı: Özellikle trafik kazaları gibi şiddetli kafa travmalarından sonra kafa kemiklerinde kırıklar, beyin dokusunda ya da beyin zarları arasında kanamalar oluşabiliyor. Daha az sıklıkta beyin zarları arasında sızıntı şeklindeki kanamalar başlangıçta bulgu vermeyip travmadan günler, hatta aylar sonra baş ağrısı ve denge bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıkabiliyor.
5. Kol ve bacakta uyuşma, güçsüzlük, görme bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi nörolojik semptomların eşlik ettiği baş ağrısı: Baş ağrısı ile bu nörolojik işaretlerin görülmesi beyin dokusunda sorun olduğunu bildiriyor. Yukarıdaki hastalıklara ek olarak örneğin inme hastalarının yüzde 10'unda inme öncesinde baş ağrısı görülebiliyor.
6. Tedaviye rağmen düzelmeyen baş ağrıları: Kafa içinde yer kaplayan lezyonlar, tümör, kafa içi basınç artışı, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları gibi beyinde yapısal olarak değişiklik, iritasyon yapan pek çok hastalık dirençli baş ağrısı şeklinde görülebiliyor.
7. Baş ağrısının hep aynı bölgede olması: O bölgede yer kaplayan lezyon sonucu ortaya çıkabiliyor.
8. Yüksek ateş, uyku hali, kafa karışıklığı veya vücut döküntüsünün eşlik etmesi: Menenjit beyni çevreleyen zarların, ensefalit ise beyin dokusunun enfeksiyon etkenleri ile oluşan iltihabi hastalığıdır. Bu hastaların hemen tamamında giderek şiddeti artan baş ağrısı görülüyor. Baş ağrısı ile birlikte yüksek ateş, halsizlik, uyku hali olması mutlaka beynin enfeksiyondan etkilendiğini akla getirmeli. Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları da ölümcül olabilen ya da sakatlığa yol açabilen hastalıkları oluşturuyor.
9. İleri yaşta yeni başlayan baş ağrıları: Temporal arterit, 50 yaş üstü bireyleri etkileyen tehlikeli bir hastalık. Orta veya şiddetli, gittikçe artan baş ağrısına, halsizlik, eklem ağrıları, görmede azalma, çiğnerken yorulma gibi semptomlar eşlik edebiliyor. Erken tedavi edilmemesi kalıcı görme kaybına ve beyin hasarına yol açabiliyor. Yine ileri yaşlarda ortaya çıkan baş ağrıları beyin damar hastalıkları ve beyin tümörlerini akla getirmeli.

GELİŞİGÜZEL ALINAN İLAÇLAR HASTALIĞI ŞİDDETLENDİREBİLİR;

Tehlikeli hastalıkların ortaya çıkardığı baş ağrıları, ağrı kesicilere pek fazla yanıt vermiyor. Yine de bazı ağrılarda geçici düzelme ya da ağrı şiddetinde azalma sağlayarak kişinin doktora başvurmasını, dolayısıyla tanı ve tedavisini bir miktar geciktirebiliyor. Bir diğer önemli tehlike ise beyin kanamalarında, örneğin bazı kanı sulandırıcı etkiye sahip ilaçların kanamayı şiddetlendirmesi. Dolayısıyla bu tür baş ağrılarında kişilerin kendilerince çözüm arayışına girmek yerine bir an önce doktora başvurmaları gerekiyor. Günümüzdeki modern teknolojik cihazlar sayesinde baş ağrısına yol açan nedenler kolaylıkla tespit edilebiliyor.