26 Şubat 2015 Perşembe

TİROİD HASTALIĞI İÇİN TEK ÇARE




Biberiye (Kuş Dili) Nedir ve Faydaları Nelerdir? Biberiye Nasıl Kullanılır?


Biberiye kokulu bir Akdeniz bitkisi, Kuşdili olarak da bilinir ismi, mis gibi kokar. Yetiştirmek isterseniz evde saksılarda bile yetişir. Faydaları ise saymakla bitmez..

Biberiye her dönem yeşil kalan bir bitkidir. Koyu yeşil renkteki diken görünümlü yapraklarıyla bilinen biberiye özellikle et yemeklerinde bolca tercih edilir. Biberiyenin hafızayı kuvvetlendirdiği bilinmektedir. Kas ağrılarını rahatlatır ve sinir sistemini harekete geçirir. ayrıca sindirim sorunları için de kullanılır. Böbrek sorunu çekenlerde idrar sıklığını arttırır ve böbreklerin çalışmasını tetikler.

Sinirleri yatıştırıcı etkisinin yanı sıra tansiyonu düşürdüğü, ağrıyı azalttığı ve stresi ortadan kaldırdığı bilinmektedir. Kötü huylu hücrelere karşı vücudu koruduğu bilindiği için kanser hastalarının kullanması onların yararına olacaktır. Güçlü antioksidan özelliğine sahip olduğu için hücreleri işgal eden zararlı kimyasalları etkisiz hale getirir ve güçlü yapısıyla bakterileri de öldüren biberiye özellikle sindirim sistemini korumada çok etkilidir.



Biberiye Çayı, Biberiye Çayı Nasıl Demlenir ve Biberiye Çayının Faydaları

2 çay kaşığı ince kıyılmış biberiye 1 bardak kaynar suyla haşlanır ve 10 dk demlendikten sonra süzülerek içilir. Günlük olarak 2-3 bardak içilebilir.






Migren Tedavisi için Biberiye Çayı: Günde 5-6 fincan biberiye çayı 25 gün boyunca içilirse, baş ağrılarınıza ve migreninize bir daha gelmemek üzere elveda diyebilirsiniz.

Biberiye Çayının Faydaları: Biberiye çayı, yağ eritici ve hazım kolaylaştırıcı bir çaydır, vücutta biriken toksinleri atarak ideal bir kiloya kavuşmanızı yardımcı olur. Bu sebeple son dönemde popüler bitkisel zayıflama ürünlerinin içinde biberiye bitkisi eksik olmuyor.


Biberiye çayı ve Sindirim sistemi: Sindirim sistemi mide barsak kanalı bezlerini daha fazla çalışması için uyararak bu bölgede oluşan krampları çözer. Dolayısıyla sindirim bozukluğu, gazlanma ve mide-barsak tembelliğinde biberiye çayı çok faydalıdır.

Uykusuzluk için Biberiye Çayı: Geceleri uyumadan önce 1-2 fincan biberiye çayı içerseniz çok rahat bir uyku geçirirsiniz.

Baş ağrısı için: Başınız ağrıdığı zaman alın bölgenize biberiye yağı ile masaj yaparsanız baş ağrınız azalır yada kaybolur.

Gut Hastalığı tedavisi: Gut hastalığından dolayı kandaki ürik asit miktarı yükselir. Günde 2 bardak biberiye çayı içmek kandaki ürik asit seviyesini normale yaklaştırır.

Vücut Kireçlenmesi Tedavisi: Biberiye yağı kireçlenen bölgeye günde 3 defa masaj yapılarak yedirilirse 1 hafta içinde kireçlenen bölge iyileşmeye başlar.

Deri Hastalıklarında Biberiye Yağı: Deri hastalıklarında yaraların daha çabuk iyileşmesinde ve derinin kendini çok hızlı şekilde onarmasına yardımcı olmaktadır.

Vücut Morarması: Kaza yada çarpma sonucu oluşan morluklar için biberiye yağı ile o bölgeye masaj yapılırsa 2 saat içinde morluk kaybolmaya başlar.

Biberiye Çayı İçerken Dikkat Edin; Hoş bir tat vermesi açısından biberiye çayına bir parça da kabuk tarçın atabilirsiniz.


Biberiye Çayının Zararları: Hamilelik süresince kullanılmaz. Fazla miktarda (günde 10 fincan) fazla biberiye çayı içmek zehirlenmeye yol açabilir. Her şeyin fazlasının zararlı olduğunu unutmamak gerekiyor. Ender olarak bazı vakalarda bitkiyle temas eden kişilerin alerji oldukları rapor edilmiştir. Bunun özellikle bitkinin ticari anlamda üretimiyle uğraşan kişilerde daha fazla görüldüğü bildirilmiştir.

Kışın Bol Meyve Tüketin



Kış aylarında grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda artış olur. Ancak C vitamini, bu hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirir. Yaz aylarında ise Hava sıcak olduğundan ve vücudun daha fazla suya ihtiyacı olduğundan kavun, karpuz, üzüm gibi Su oranı yüksek meyveler ön plandadır. Bu sebeple her mevsim için dengeli ve yeterli beslenmek mevsim sebze ve meyvelerini tüketmek ile yakından ilgilidir.
Her Gün 3 – 4 porsiyon meyve tüketmeye özen gösterin. Kış aylarında sıklıkla tüketilen meyvelerin bir porsiyon miktarları aşağıdaki gibidir;
Portakal 1 adet
Mandalina 2 adet
Elma 1 adet
Muz yarım adet
Greyfurt yarım adet
Kivi 1 adet
Nar yarım adet
Armut 1 adet
Kuru kayısı 3 – 4 adet
Kuru üzüm 2 çorba kaşığı
Kuru incir 1 adet
Narın sayısız faydaları
Seçeneklerden birisi kurutulmuş meyveler olabilir. Taze meyveler gibi kurutulmuş meyveler de posa, A ve C vitamini, potasyum ve folat içerir. Porsiyon başına, kurutulmuş meyveler daha fazla kalori içerirler çünkü suyu uçtuğu için kuru Madde miktarı ve kalorisi de artar. Ama kış için güzel bir seçenek olabilirler. Kurutulmuş meyveleri taşıması kolaydır. Salatalara eklenebilir, pasta hamurlarına eklenebilirler veya her gün yenen mısır gevreğinize ekleyebilirsiniz.
Narın tane sayısı gibi yararları da o kadar çok ki! İşte bu nedenle de artık insanlar nara karşı gecikmiş önemi veriyorlar. Nar, vitamin ve Mineral deposu olduğu gibi antioksidan özellik de göstermekte. Ayrıca nar, kış aylarında bağışıklık sistemini de güçlendirdiği için gribe karşı koruyucu olarak tüketilmesi gerekli olan bir meyvedir. Nar içerdiği yararlı maddelerle kolesterolü düşürüyor, kalp sağlığını koruyor ve antioksidan içeriğinin gücüyle de kansere karşı koruyucu etki yaratıyor. Son günlerde artan sayıda araştırmalar, cilt ve Prostat Kanserine karşı narın koruyucu etki yarattığını gösteriyor. Narla ilgili kan yapar, idrar söktürür, enerji verir ve tansiyon düşürür gibi ifadelere rastlamak mümkün.
Günde bir elma yemek şart
Nar, C vitamini, potasyum ve demirden zengin bir meyvedir. 100 mililitre nar suyu, 100 mililitre yeşil çaya göre 2 – 3 kat daha fazla antioksidan kapasite gösterir. Bu narın sahip olduğu yüksek polifenol içeriğinden kaynaklanmaktadır. Narın besin değerlerine bakılacak olursa; 100 gramında:
Enerji 68 kcal
Posa 0,6 g
Demir 0,3 mg
Kalsiyum 3 mg
Potasyum 259 mg
Selenyum 0,6 mcg
C vitamini 6,1 mg
Günde bir elmanın doktoru evden uzak tuttuğu söylenir hep, bu söylem aslında yabana atılır bir şey değil. Sert orta boy soyulmamış bir elma yiyerek hem keyif Alın hem de dört gram posayı sadece 70 – 80 kaloride vücudunuza vermiş olun. Bu yalnızca yetişkinlere önerilen posanın yüzde 15’i. Elmanın çözünen posası yağ asitlerine bağlanarak, kan kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcıdır. Çözünmeyen posası ise bağırsak sisteminden atıkların daha hızlı geçişine kolaylık sağlıyor.
Elmanın yararları bu kadarla da bitmiyor. Elmanın özellikle kabuğu kuarsetin ile yüklüdür. Bu güçlü bir antioksidantır. Bu antioksidan Kanser hücrelerinin büyümesini ve dağılmasını azaltmaktadır. Ayrıca kan damarlarını yağ depositlerinden koruyarak kalp sağlığına da yardımcı olur. Elma suyundaki tanenler diş etlerinizin Sağlıklı bir şekilde korunmasına yardımcıdır. Kabuğun diğer bir yararı da birçok aromanın kabuk hücrelerinde bulunmasıdır. 100 gram elmanın vücuttaki antioksidan aktivitesi 1500 miligram C vitaminine eşittir.
Lahanagilleri bol tüketin
Brokoli, Brüksel lahanası aynı tarz Bitki familyasından gelir, lahanagillerdendir. Bu Aile içinde tere, kıvırcıkLahana, şalgam, karnabahar, brokoli, turp yer alır. Bu besinler betakaroten,(A vitamin öncüsü) C vitamini ve çeşitli kalsiyum miktarları, demir, folat ve fitonitrojenler içerirler. Bu bileşikler, kanserle mücadelede yardımcıdır. Ayrıca isotiyosanatları ve posayı da içerirler.

Hibiskus Çayının Faydaları


Hibiskus çayı genellikle Jamaika , Meksika, Orta ve Güney Amerika da yetişir. Hibiskus latince bir kelime olup, bedene şifa veren, ve vücudu ferahlatan anlamına gelmektedir.Ülkemiz de pek az kişi tarafından bilinen bu bitkinin faydaları saymakla bitmeyecek türden. Özellikle de zayıflama üzerinde çok büyük etkisi vardır.



Hibiskus içerdiği zengin magnezyumdan ve de malik asitten dolayı güçlü bir laksatiftir. Bağırsaklarda oluşan gazın alınmasında oldukça etkilidir.

Hibiskus bir demir deposudur, toprağın içerisinde bulunan demiri ve magnezyumu  emer ve bünyesinde depolar. Birkaç yıl sonra yetiştiği toprakta demir ve magnezyum kalmaz. Demiri azalmış veya tükenmek üzere olan toprakta yetişen hibiskus bitkisinin tıbbi amaçlı kullanılmasından pek fayda sağlanmaz. Bu konuda dikkatli alınmalıdır.

Habiskus bitkisinin faydalarından bahsedelim birazda;

*Yaşlanmayı geciktirir ve bedendeki ve ciltteki ölü hücreleri yeniler.
*Hibiskus iyi kolesterolü yükseltir, kötü kolesterol oranını düşürür.
*Kireçlenmeyi önleyicidir.
*Böbrek iltihabına iyi gelir.
*Soğuk algınlığında veya ateş düşürücü olarak yardımcı olur.
*Bağışıklık sistemini güçlendirir. 
*C vitamini deposudur.
*Bağırsakları ve sinirim sistemini çalıştırır metabolizmayı hızlandırarak zayıflama da yardımcı olur.
*Damar sertliğine iyi gelir. 
*Akciğer kanserini önler ve yardımcı olur.

Hibiskus çayının zararları ve yan etkileri nelerdir?

Anemi kansızlık hastalığı olan kişilerde anemi tedavisi uygulaması yapılıyor ise hibiskus çayı demir emilimini engellediği için hibiskus kürünün yapılması, anemi tedavisini etkisizleştirebilir.O yüzden böyle bir sorunu olanların dikkatli tüketilmesi önerilir. Hamilelerin ve emziren bayanların kullanmaması gerekir.Düzenli ilaç kullanan kişilerinde doktora danışmadan içmemesi gerekir.

Çay tarifi;

2 Çay kaşığı Habiskus çayı
400ml su
İsteğe bağlı olarak bir tutam tarçın 
1 çay kaşığı limon

Kaynayan suya 2 çay kaşığı habiskus çayını ekledikten sonra demlenmesini bekleyin fazla demlerseniz de acılaşabilir. İsteğe bağlı olarak da içine tarçın ve limon ekleyebilirsiniz.

Sarı Kantaron Çayı




Sarı kantaron çayı nasıl hazırlanır? Sarı kantaron çayını hazırlamadan önce sarı kantaron nedir ve nelere faydası vardır bir göz atalım. Öncelikle sarı kantaron bitkisi pek çok hastalığın tedavisinde alternatif iyileştirici olarak tercih edilmektedir. Özellikle her yerde yetişmesi mümkün olan sarı kantaron bitkisi çoğunlukla Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika da yetiştirilmekte ve ticari olarak da satışı gerçekleşmektedir. Ülkemizde çoğunlukla yeşillik alanların daha çok olduğu bölgelerde yetişen sarı kantaron bitkisi, her hangi bir bakım gerektirmeksizin yetişip çoğalmaktadır.

Sarı Kantaron Çayı Nasıl Hazırlanır?

Sarı kantaron çayını hazırlamak için gerekli olan malzemeler, 3 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron ve 1,5 su bardağı sıcak su... İlk olarak suyu bir demlik veya ısıtıcının içerisine alıp kaynatalım. Su bir taşım kaynadıktan sonra ocağın üzerinden indirelim. Kurutulmuş olan sarı kantaron bitkisinden bir su bardağının içerisine 3 çay kaşığı ilave edelim ve bitkinin üzerine de kaynamış olan suyu ilave edip bardağı ağzını bir kapak ile kapatalım.
Bu şekilde sarı kantaron çayını yaklaşık 5-6 dakika kadar demlemeye bırakalım ve sürenin ardından afiyetle tüketelim. Arzu ederseniz sarı kantaron çayınızın içerisine bir kaç damla limon suyu ilavesi yapabilirsiniz.

Sarı Kantaron Çayının Sağlık İçin Faydaları
  • Ülser ve gastrit sorunu olan kişiler sarı kantaron çayı oldukça faydalıdır. Faydasından yararlanmak için ise günde bir su bardağı ölçüsünde sarı kantaron çayı içilmesi yeterli olacaktır.
  • İştah açıcı özelliği vardır ve gün boyu kendinizi dinç hissetmenize yol açar.
  • Vücuda kuvvet verdiği gibi kas gevşetici özelliği de vardır ve olası kramp sorunlarına iyi gelir. 
  • Sarı kantaron çayının ateş düşürücü etkisi fazladır ve yüksek ateşi olan kişilerin iyileşmesinde fayda sağlar.
  • Bronşit hastalığına iyi geldiği gibi bronşların açılmasında da faydalı bir çaydır.
  • Bağırsak kurtları diye adlandırılan tenya ve solucanların düşürülmesinde faydalıdır. Aynı zamanda günlük olarak tüketilen sarı kantaron çayı, bağırsak hastalıklarına ve bağırsak iltihaplanmasına karşı kişileri korur.
  • Menopoz döneminde pek çok bayan da görülen ateşlenme ve terleme sorunlarını giderir. Ayrıca kadın hastalıklarına karşı da koruyucu özelliği vardır.
  • Nezle, grip ve soğuk algınlığının giderilmesinde sarı kantaron çayı etkilidir. 
  • Zona hastalığın iyileşme sürecinde sarı kantaron çayı önemli etkilere sahiptir. 
  • İdrar yolu iltihaplarının giderilmesinde faydalıdır ve böbrek hastalıklarına karşı kişileri korur. 
Sarı Kantaron Çayını Hazırlarken Dikkat Edilecek unsurlar
  • Öncelikle sarı kantaron bitkisinin kurusundan çay hazırlayacak iseniz bitkiyi önce bardağın içerisine ilave etmeniz ve üzerine de sıcak suyu boca etmeniz gerekir. Aksi halde suyu önce bitkiyi de sonra ilave ederseniz bitkinin suyun üzerinde kalmasına yol açar ve çözümlenmesini zorlaştırabilirsiniz.
  • Sarı kantaronun üzerine sıcak suyu ilave ettikten sonra bardağın üstünü kapatın ve buharın dışarıya çıkmasını engelleyin. Böylelikle bitkinin bileşenleri açığa daha çabuk çıkacaktır.
  • Su ile çayı buluşturmanın ardından sarı kantaron çayınızı  dakikanın ardından yudumlamaya başlayın. Demlenme sürecini uzatır iseniz faydalarının yok olmasına sebebiyet verebilirsiniz.
  • İlk aşamalarda çayınızı içmekte zorlanır iseniz sarı kantaron çayınıza bir kaç damla limon suyu ilavesi yapabilirsiniz.
  • Sarı kantaron çayınızı her seferinde taze olarak hazırlamanızı tavsiye eder ve sağlık için fazla beklemiş bitki çaylarını içmemenizi öneririz. 

MELİSA ÇAYI VE FAYDALARI


Melisa çayı, stresten mide rahatsızlıklarına, baş ağrısından iştahsızlığa kadar birçok hastalığın tedavisinde etkili olan doğal bir ilaç. Sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklarda, mide spazmında, sinir sistemi vekalp rahatsızlıklarında tansiyonu düzenleyici olarak, ağrı kesici ve rahatlatıcı olarak da kullanılan Melisa bitkisinin zekayı artırdığı, mide ülserine iyi geldiği, kaynatılarak suyu vücuda sürüldüğünde ter kokusunu kestiği ve beyin damarlarını açtığı biliniyor.
Bitki bilimciler, Melisa bitkisinin sinirsel kökenli çarpıntılarda, hafif Depresyon, sıkıntı ve streslerde rahatlatıcı rol oynadığını, psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklanan sıkıntı verici olayların düşüncelerini zihinden uzaklaştırmakta yararlı olduğunu söylüyor.
Halk arasında "oğul otu', "limon otu', "kovan otu', "limon nanesi' ve "acem otu' gibi adlarla da bilinen Melisa bitkisi, stresten mide rahatsızlıklarına, baş ağrısından iştahsızlığa kadar birçok hastalığın tedavisinde etkili olan doğal bir ilaçtır. Özellikle yorgun ve stresli geçen bir günün ardından, içeceğiniz iki fincan (yaklaşık bir Subardağı) Melisa çayı, rahat ve deliksiz bir uyku çekmenizi sağlayacaktır. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü uzmanı Dr. Oya Kaçar da, eski çağlardan beri sinirleri yatıştırıcı özellikleri olduğu bilinen "Melisa'nın, hiç bir yan etkisi olmadığı için birçok ülkede stres kaynaklı uykusuzluk durumlarında, bir ilaç gibi kullanılmakta olduğunu belirtiyor.
Stres ilacı gibi
Yatıştırıcı, temizleyici, yenileyici ve dinçleştirici etkilerinin yanısıra, Melisa bitkisinin antiseptik (mikrop kırıcı) özelliğinin de çok yüksek olduğunu belirten Dr. Oya Kaçar, bu harika bitkinin faydaları konusunda da şunları söylüyor: "Yapılan araştırmalar, Melisa bitkisinin 20. asrın hastalığı olan stres ve kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca rahim ve sindirim sistemlerini hastalıklara karşı korur. Vücudu kuvvetlendirerek bitkinlik ve halsizlikleri giderir. Spazm çözücüdür. Ruhsal ve fiziksel sakinleştiricidir. Hazmı kolaylaştırır. Karın-mide ağrısı ve ishalin tedavisine yardımcı olur. Bağırsak gazlarını giderir. Cildi güneşin zararlı ışınlarından korur.'
Kozmetikte önemli
Kalp hastalıklarının tedavisinde de olumlu sonuçlar verdiği belirlenen Melisa bitkisi, kokulu bir Bitki olduğu için, kozmetik sanayisinde de önemli bir yeri bulunmaktadır. Özellikle, yağlı saç şampuanlarında, yıpranmış, cansız ve güçsüz saç losyonlarında, ağız hijyen ürünlerinde, yağlı ciltler için temizleme maskelerinde, yaşlanmış ve yıpranmış ciltler için yenileyici kremlerde ve hassas cilt losyonlarında kullanılmaktadır…
Kırışıklıkları yok ediyor
Cildin parlak, kırışıksız ve duru olması herkesin arzusudur. Melisa bitkisi bu konuda yararlanabileceğiniz harika bir bitkidir… Gerçekten de Melisa bitkisinin yaprakları ve tomurcukları, içerdikleri madensel tuzlar ve yağlar sayesinde cildi tazeler, yaşlanmasını geciktirir ve ince kırışıklıkları giderir.
Bu şifalı bitki ile yapılacak toniği uygulamak da oldukça kolay: Bir tas kaynamış suya bir avuç Melisa bitkisi koyun. Bir-iki Dakika kaynattıktan sonra, yüzünüzü bu suyun buharına tutun. Bu işlemi 10 dakika sürdürün. Buhardan sonra Melisa bitkisi ile yapılmış olan yüz toniği ile cildinizi hafif masaj yaparak yıkayın. Pamuğu toniğe batırıp bol sulu bir biçimde hafif hafif bastırarak yıkamak daha uygundur. Yüz toniğini hazırlamak da çok kolay. Bir su bardağı ölçüsünde kaynar suya bir çorba kaşığı Melisa bitkisi koyun. Üstü kapalı olarak kısık ateşte 5 dakika kaynatın. Ateşten indirdikten sonra 20 dakika demlenmeye bırakın. Sonra süzün. İşte cildiniz için harika toniğiniz hazır.


MELİSA ÇAYININ YAPILIŞI : Kuru melisa yapraklarının üzerine kyanar su döktükten sonra, 5-10 dak demlenmesini bekleyin. İçine 1 tatlı kaşığı bal ilave ederek için.

ANANASIN FAYDALARI


Ananas faydası herkesçe bilinmesi gereken bir konudur. Aslında çoğumuz marketlerde, pazarlarda görmemize rağmen ne olduğunu tam bilmeyiz. Nasıl temizleneceğini de tam olarak anlayamadığımız ananas gibi bir meyveyi tüketmek çok fazla işimize gelmez. Fakat alışanlar, müptelaları bu şifalı ve hafif mayhoş meyveyi yemeden duramaz. Özellikle mayhoş tadı sebebiyle oldukça hoştur. Büyük marketlerde bu leziz ve şifalı meyveyi kolaylıkla temizleme makinesinde temizletebilirsiniz. Dilimlenmiş ananası yemek oldukça kolay ve zevklidir. Hoş tadı yanında şifaları da aslında çok fazla bilinmeyen bir meyvedir.

Ananas Faydaları Nelerdir?

Bol yağış alan bölgelerde kolaylıkla yetiştirilebilen bu şifalı meyve, ülkemizin de bazı bölgelerinde yetiştirilebilir. Özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde kolaylıkla yetiştiriciliği yapılabilir. Dünya üzerinde ise ananas, tropik ve subtropik iklim bölgelerinde yetiştirilebilir. Hindistan en büyük ananas yetiştirici ülke olarak bilinir. Paraguay, Meksika ve Brezilya da yetiştiriciliğin yapıldığı ülkeler arasındadır. Ayrıca folik asit, lif ve bromelain adlı bir madde bulundurur. Demir, kalsiyum, potasyum ve manganez de içinde barındırdığı mineraller arasındadır. Dokuların iyileşmesini sağlar. Kolesterolü düzenlemeye yardımcı olur. Anemi yani kansızlığa iyi gelmesi de ananas faydası arasındadır. Hipertansiyon yani yüksek tansiyon hastasıysanız yine tercih etmeniz gereken meyvelerden biridir. Böbrek taşı olanlar da bu şifalı meyveyi sık sık tüketmelidir. Şişmiş eklemleriniz veya şişmiş göz kapaklarınız varsa yiyebilirsiniz. Göz sağlığını da korur. Ferahlatıcı olması da ananas faydaları arasındadır. Açılmış yaraların, hasar görüş hücrelerin bir an önce iyileşmesini sağlar. Akciğer hastalıkları için oldukça şifalı bir bitkidir. Balgam söktürür, bronşları rahatlatır. Kalp hastalıklarına karşı koruma sağlayarak kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Kalp dostudur. Kan basıncını düzenlemeye yardım eder.
Kansere karşı da koruma sağlayan bir meyvedir. Özellikle prostat kanseri ve kolon kanserine karşı koruma sağlar. Vücuttaki burkulma, ezilme ve morarmaların kolaylıkla iyileşmesine yardım eder. Kemikleri ve bağ dokularını güçlendirir. Artrit hastaları için de faydalı bir meyvedir. 1 fincan ananas suyu günlük ihtiyacınız olan manganezin % 73’ünü karşılar. Diş etlerini güçlendirir. Baş ağrılarını dindirmeye yardım eder. Mide bulantılarına iyi gelir. Ciltte oluşan aknelere yarar sağlar. Ayaklardaki çatlaklara ve nasırlara karşı da faydalı bir meyvedir. Çatlamış dudaklara da iyi gelir. Saç dökülmesini önler.

Kuru Ciltler İçin Ananas Maskesi!

Kuru cilde sahip olmak özellikle kış aylarında bazı sorunlar yaratabilir. Kışın havanın soğuk olması nedeniyle kuru ciltler çatlar ve pul pul dökülür. Bunu engellemek için oldukça pratik bir maske hazırlayabilirsiniz. Derin bir kasenin içinde bir adet yumurtanın sarısı, az miktar süt ve bir dilim ezilmiş ananası karıştırın. Cildinize uygulayın ve birkaç dakika bekleyin. Daha sonra ılık su ile cildinizi yıkayın. Bu şekilde nemli bir cilde sahip olabilirsiniz.

Zayıflamak ve Selülitlerden Kurtulmak Hayal Değil!

Zayıflamak mı istiyorsunuz? Kilolarınızla başınız dertte mi? Adresiniz yine bu şifalı meyve olmalıdır. Hem hoş tadı olan bu meyveyi tüketebilir hem de kolaylıkla fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Diyetlerde genellikle kullanılan bir meyve olması da ananasın yararları arasındadır. Bu şekilde selülitlerden de kurtulabilirsiniz. Selülit özellikle kadınların hiç istemediği bir şeydir. Ananas sayesinde kötü bir görünüm oluşturan, istediğiniz giysileri giyememe sebebiniz selülitlerden de kolaylıkla kurtulabilirsiniz. Obeziteye karşı da koruma sağlar. Obez olma riskini azaltır.

Astımdan Korunun!Ananas Faydaları

B ve C vitaminleri içerir. Limon ve portakal gibi oldukça yüksek bir C vitamini içeriğine sahiptir. Sinüziti geçirmeye yardım eder. Astım ve bronşit tedavisinde kullanılabilir. Ananas, papaya, mango, kayısı, kavun, kabak, havuç ve brokoli gibi bitkileri tüketen kişilerin daha az astım hastalığına yakalandığı görülmüştür. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk kış günlerinde grip ve nezle gibi hastalıklar için tüketilmelidir. Öksürük için de faydalı bir meyvedir. Gut hastalığına iyi gelir.

Kabızlığa İyi Gelir!

Ödemin nedenleri ve ödem atıcı tarif


Ödem,vücutta sıvı birikmesidir ve yaygın karşılaşılan bir sorundur.Ödemi hücre içi sıvının hücre dışına çıkması ile doku aralarında ve cilt altında birikmesi olarak da tanımlayabiliriz. Ödem,daha çok bayanlarda görülüyor ve ciddi hastalıkların belirtisi olabiliyor.Böbrek ve karaciğer hastalıkları,kalp-damar sorunları,hormonal hastalıklar ödeme yol açabiliyor.Ödeme neden olan durumdanlar bazıları şunlardır:Regl dönemi,menopoz,fazla kilo,az su tüketimi,fazla karbonhidrat tüketimi,bol tuzlu diyet gibi…Ayrıca Magnezyum Eksikliği/B6 Vitamin Eksikliği ve tansiyon dengesizliği de ödeme neden olabiliyor.
Tüketilen su ve tuz miktarı şişme ve ödem oluşmasında çok önemlidir. Ödemin en erken belirtileri göz kapaklarında, el, ayak ve ayak bileklerinde şişme meydana gelmesidir. Ödem ile birlikte kilo artışı da tipik bir bulgudur.Ödemin tedavisi özellikle nedene yönelik olmalıdır.Eğer hastalığa bağlı bir ödem söz konusu değilse,ilaç kullanmadan bazı tedbirlerle ödemlerinizden kurtulabilirsiniz.” Diye konuştu.
Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, ödemden kurtulmak için; şu önerilerde bulundu; “Hazır yiyecekler,et suyu tabletleri,turşular,konserveler tuz yönünden zengin besinlerdir.Bu sebeple bu besinlerin tüketimde dikkatli olunmalıdır. Yemeklerinizi pişirirken az tuz ile edin ve tuzdan çok baharat kullanın. Şeker tüketiminize dikkat edin.Çünkü şekerin sindirilmesinde çok miktarda su gerekir ve vücut suyu tutar. Tüketilen şeker miktarının azalmasıyla ödem sorunu da azalacaktır. Her hangi birsağlık sorununuz yoksa gün içinde ödem atımını hızlandıran biberiye, ısırgan otu, kiraz sapı ve funda yaprağı gibi bitkilerin çaylarından faydalanabilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzeler vücuttun fazla suyu atmaya yardımcı olur.Ayrıca posa içeriği yüksek olan gıdalarında bağırsakların çalışmasını arttırdığı için ödemin atılmasında katkısı vardır. Probiyotik yoğurt veya kefir tüketmeniz de fayda var. Uykunun da ödem oluşumunda katkısı vardır.Yetersiz yani az uyumak ödem sorununun ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.Bu nedenle günde ortalama 7-8 saat uyumaya dikkat etmenizde fayda var. Karbonhidrat içeren besinler yerine kompleks karbonhidrat içeren besinler (tam tahıllı,kepekli,çavdarlı gibi…)tüketmenizde yarar var. Su tüketimizin düzenli olması büyük önem taşır.Her gün düzenli olarak 2 -2,5 litre su tüketmelisiniz. Özellikle egzersiz yapıyorsanız mutlaka yanınızda su bulundurmalısınız. Fazla kilolarınız mevcutsa bir diyetisyen yardımıyla ideal kilonuza ulaşmalısınız.

Ödem atıcı tarif:

Gece yatmadan önce 1 bardak suya ,1 adet kuru hurma koyup bekletin.
Sabah hem suyu hem hurmayı tüketin. Bağırsak hareketlerinin hızlanmasına ve ödemin atılmasını sağlar. 1 demet maydanoz, 2 salatalık ve 1 orta boy havuç suyunu karıştırıp için. Dilerseniz 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil de ekleyebilirsiniz. Günde 2 kere aralarda tüketmek ödem atmanın sihirli formülünden biridir.”

Yeşil erik vücudumuzda neler yapar




1-    Sindirimin düzenli ve yeterli ölçüde çalışmasını sağlar, kabızlığı önler. Yeşil erik sindirilebilir lif açısından zengin olduğundan, mide gazı, kabızlık ve gaz problemi yaşamamızı da önler.   
2-    Bağışıklık sisteminin oluşmasında ve korunmasında etkilidir
3-    Diş Bakımı: Düzenli olarak kütür kütür yeşil erik yemek diş etlerini güçlendir. Diş sağlığının oluşmasında ve korunmasında etki gösterir. 
4-    Demir Eksikliğini önlemek ve tedavi sürecinde yardımcıdır. Yeşil erik vücutta kan yapmasına yardımcı olur. Ayrıca, anemi gibi kırmızı kan hücrelerinin eksikliği ile ilgili hastalıklar erikteki zengin C vitamini ve demir içeriği nedeniyle engellenmekte etkili olmaktadır. 
5-    Fit ve sıkı bir vücut için erik. Bağ dokusunu güçlendirmekte ve böylece daha sıkı bir vücuda sahip olmakta yeşil erik etkilidir. C vitamini insan vücudunda bağ dokularının sıkı kalmasında yardımcı olur. Böylece vücudunuzun sıkı, genç, sağlıklı ve uygun görünümlü olmasında yardımcıdır.   
6-    Kilo vermek istediğinizde de yeşil erik tüketin. Yeşil erik tükettiğinizde kan şekeri düzeyleri olumlu etkilenir. Erik yedikten sonra kan glikozu ortada görünmektedir. Kan şekeri ne kadar dengeli seyrederse kilo vermek o kadar dengeli ve sürekli olur.  
7-    Vücut içi hasarı önler; Yeşil erik yüksek miktarda antioksidan içerdiği için, beyin ve kanda yağ iç zarın zarar görmesini önler. 
8-    Akciğerler bakımı ve sağlığında etkilidir: Yeşil erik yiyenlerin astım, akciğer kanseri, soğuk algınlığı, öksürük ve çok kronik akciğer sorunları gibi akciğer sorunlarından uzak kaldığı araştırmalarca saptanmıştır. 
9-    Yaşlılarda düzenli olarak yeşil erik tüketmenin görme sorunlarını önlediği düşünülmektedir.   

Eriklerle ilgili yapılan son araştırmalar ise;

Agri Life Research Center’ da yapılan yeni araştırmada; eriklerdeki antioxidant özellikleri  incelenmiş, 100 farklı meyve ile karşılaştırılmış. Bu araştırmada anitoxidantlar’i kanser hücreleri ile etkileşime sokmuşlar, Araştırmacıların sonucunda: erikteki anitioksidant güc yabanmersininden daha fazla çıkmış. Sonra  laboratuarda göğüs kanseri hücreleri ile etkileşime görmek için ilerlediler. Bunlar erik içerdiği eşsiz bitkisel besinleri normal hücrelere zarar vermeden meme kanseri hücrelerinin büyümesini durdurduğu bulundu.

ZEYTİNYAĞI VE SAĞLIK



        Zeytin sahip olduğu besin değeri ile insan sağlığını koruyan bir mucize, sağlık saçan bir bitkidir.

           Çok eski çağlardan bu yana tüketilen zeytin zamanla önemini daha da arttırmış , sofralardaki daimi yerini alarak insan sağlığının önemli bir koruyucusu olmuştur.Besin değeri oldukça yüksek olan zeytin , aynı zamanda yağıyla da sağlığa olan katkısını arttırmaktadır.Sağlığa olumsuz hiçbir etkisi olmayan zeytinyağı içerdiği antioksidanlar sayesinde kalp-damar hastalıkları ve kansere karşı da koruyucu bir etki gösterir.Özellikle günümüzde kalp ve damar şikayetlerinin çoğalması bu mucizevi besinin insan sağlığı açısından önemini daha da artırmaktadır.Son yıllarda yapılan araştırmalar zeytinin yalnızca lezzetli bir gıda değil , bunun yanında yüksek kaloriye sahip önemli bir besin kaynağı olduğunu da ortaya koymuştur.

            Zeytinin yanı sıra Zeytinyağı da , önemli bir besin kaynağıdır.Zeytinyağı tüm katı yağların aksine , tüm uzmanlar tarafından başta kalp ve damar sağlığı için olmak üzere en çok tavsiye edilen yağ türü olarak bilinmektedir.Zeytinin ve zeytinyağının sağlık açısından faydalarını şöyle sıralayabiliriz :
Kalp ve Damar Sağlığı Üzerindeki Faydaları: Zeytin ve zeytinyağının içinde yağ asitleri bulunur. Bu asitlerin çoğu vücut için zaruri olan tekli doymamış omega-6 (linoleik asit) yağlarıdır.Tekli doymamış yağlar kolesterol içermezler.Bundan dolayı zeytinyağı diğer yağların aksine kandaki kolesterol oranını yükseltmemekte , tam tersine kontrol altında tutmaktadır.Bu konuda yapılan çalışmalarda , 1 hafta boyunca her gün yaklaşık 2 yemek kaşığı doğal zeytinyağı tüketen insanların kolestrol düzeylerinde son derece olumlu sonuçlar elde edilmiştir.Antioksidanlar vücudumuzdaki zararlı maddeleri etkisiz hale getiren ve hücrenin tahrip edilmesini engelleyen son derece önemli maddelerdir.Düzenli zeytinyağı kullanan insanlarda yüksek antioksidan seviyeleri izlenmiştir.Ayrıca zeytinyağının kalp hastalıklarını önlediği pek çok araştırma ile de tasdik edilmiştir.Yüksek oranda kalp ve damar hastalıkları vakalarına rastlanan ülkelerde çoğunlukla yüksek kolesterol düzeyine sahip doymuş yağlar tüketilmektedir.Bu yanlış beslenme alışkanlığı Akdeniz diyeti yani zeytinyağı tüketimi ile düzeltilebilmektedir.Zeytinyağı kandaki kolesterolü düzenlediği için kalp ve damar hastalarına ilaç olarak tavsiye edilmektedir.Bunun yanı sıra zeytinyağı omega-6 yağ asidinin omega-3 yağ asidine oranını da düzenlemektedir.Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin vücuda belli bir oranda alınması çok önemlidir.Çünkü bu oranlardaki dengesizlik durumunda hastalıklar ve kanser de dahil olmak üzere, kalp ve bağışıklık sistemi ile ilgili birçok hastalığın ilerlemesi söz konusu olmaktadır.Tüm bu sebeplerden dolayı pek çok insan zeytinyağı ile sağlık bulmaktadır.Amerikan Kalp Birliği , kalp hastalığı riskini azaltmak için yüksek tekli doymamış yağ diyetlerinin , %30 düşük yağlı diyete bir alternatif olabileceğini ortaya çıkarmıştır.                                                                                                                                                 
Zeytinyağının Kanseri Önlemedeki Rolü:The Archives of Internal Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışma, yüksek oranda zeytinyağı tüketen kadınların göğüs kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu göstermiştir.NewYork’ta Buffalo Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ayrı bir çalışmada ise , zeytinyağı gibi bitkisel yağlarda bulunan bir madde olan ß-sitosterol’ün prostat kanser hücrelerinin oluşumunu engellemede yardımcı olabildiğini kanıtlamıştır.Araştırmacılar ß-sitosterol’ün hücrelerin bölünmemesi emrini veren hücre içi haberleşme sistemini güçlendirdiği , böylece hücre büyümesi kontrolsüz hale gelmeden kanserin engellenebileceği sonucuna varmışlardır.Oxford Üniversitesi’ndeki doktorlar tarafından yürütülen son araştırmada da , zeytinyağının bağırsak kanserine karşı koruyucu özelliğe sahip olduğu belirlenmiştir.Doktorlar zeytinyağının bağırsak kanserinin başlamasını engellemek için midedeki asitle tepkimeye girdiğini keşfetmişlerdir.Oxford araştırmacıları aynı zamanda zeytinyağının safra asidi miktarını azaltarak ve DAO (diamin oksidaz adlı enzim) seviyesini yükselterek , anormal hücre artışına ve kansere karşı koruyucu olduğunu keşfetmişlerdir. Ayrıca araştırmacıların raporlarına göre bol miktarda zeytinyağı ve sebze yiyen insanlarda , eklemlerdeki kronik bir hastalık olan romatizmal arterit (atardamar enfeksiyonu) geçirme riski azalmaktadır. 
Kemik Gelişimine Yardımcı Olması:İçerdiği E, A, D, ve K vitaminleri çocukların ve erişkinlerin kemik gelişimine yardımcı olması , kalsiyum kaybını engelleyerek kemikleri güçlendirmesi bakımından zeytin oldukça önemlidir.Zeytin , yaşlılara da özellikle tavsiye edilmektedir ; çünkü sindirimi kolaydır ve minerallerle vitaminlerin vücutta kullanılmasına yardımcı olur.Ayrıca minerallerin kemiklerde çökmesini sağlayarak kalsiyum kaybını da engeller.Kemikler organizmanın mineral yapılarının deposunu oluşturur ve kemiklerde mineral birikimi olmadığı takdirde kemik erimesi gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır.Bu bakımdan zeytinin iskelet sistemimiz üzerinde çok olumlu katkısı vardır.
Yaşlanmayı Önlemesi:Zeytinyağının içerdiği vitaminler hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için yaşlılık tedavisinde de kullanılır , cildi besler ve korurlar. Besinlerle beraber bedenimize “serbest radikal” denilen bazı maddeleri de alırız.Zeytinyağı başta E vitamini olmak üzere , içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle bu zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önler , hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir.
Tansiyon Düşürücü:Archives of Internal Medicine Dergisinin 27 Mart 2000 tarihli sayısında yayınlanan bir çalışma , zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisini bir kez daha vurgulamaktadır.Ayrıca zeytin ağacının yaprağı ile tansiyon düşürücü ilaçlar yapılmaktadır.
İç Organlara Faydaları:Zeytinyağı mide asidini azaltarak mideyi gastrit ve ülser gibi hastalıklara karşı korur.Bunun yanı sıra safra salgısını harekete geçirerek , sindirimin en mükemmel hale gelmesini sağlar.Safra kesesinin boşalma işlemini düzenler ve safra taşı riskini azaltır.Ayrıca içindeki klor sayesinde de böbreğin çalışmasına yardımcı olur ve böylece vücudun atıklardan arınmasını kolaylaştırır.Bunların yanı sıra beyin damarlarının sağlığına da olumlu etkisi vardır.
Çocukların Gelişimine Katkısı:Zeytin ve zeytinyağı , içlerinde bulunan linoleik asitten (omega-6 yağ asidi) ötürü yeni doğmuş bebekler ve gelişim çağındaki çocuklar için son derece faydalı besinlerdir.Linoleik asidin eksikliği , gelişimin yavaşlamasına ve hatta birtakım deri rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına neden olur.Zeytinyağı vücudumuzdaki zararlı maddelerin vücudumuzda neden olduğu tahribatı önleyen antioksidan elementleri ve insan için büyük önem taşıyan yağ asitleri içerir.Bunlar da hormonlara destek olur ve hücre zarının oluşumuna yardımcı olurlar.Zeytinyağı insan sütündeki yağ asidi oranına benzer , dengeli bir çoklu doymamış bileşime sahiptir.İnsan vücudu tarafından elde edilemeyen , aynı zamanda vücut için vazgeçilmez önemi olan bu temel yağ asitleri açısından , zeytinyağı yeterli bir kaynaktır.Bu faktörler zeytinyağını yeni doğmuş bebekler için oldukça faydalı kılmaktadır.Doğum öncesi ve sonrasında bebek beyninin ve sinir sisteminin doğal gelişimine katkıda bulunmasından dolayı uzmanlarca annelere önerilen tek yağ , yine zeytinyağıdır.Anne sütüne yakın miktarda linoleik asit içermekle beraber yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında anne sütü kadar doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır. 
Yüzyıllar Öncesinde Bildirilen Gerçek:Görüldüğü gibi bugün birçok bilim adamı zeytinyağını esas alan beslenme modelinin en ideal model olduğunu düşünmektedir.Bu özelliklerinden dolayı günlük beslenme programında her öğünde bulunması gereken en temel besinler zeytin ve zeytinyağı olarak belirtilmektedir.Allah’ın pek çok ayette dikkat çektiği zeytin bitkisinin faydaları , ancak tıp biliminin gelişmesiyle keşfedilmiştir.
Besin Uzmanlarının ve Tıp Dünyasının Mucize Besini Keşfi:Zeytinyağı , tüm bu özellikleri dolayısıyla son yıllarda uzmanların oldukça dikkatini çekmektedir.Uzmanların yorumlarından bir kısmı şöyledir:
Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Epidemiyoloji Bölümü Başkanı Dr. Dimitrios Trichopoulos: Amerikalı kadınlar doymuş yağların yerine daha fazla zeytinyağı tüketmiş olsalardı göğüs kanseri riskinde %50 kadar azalma gerçekleşebilirdi.Zeytinyağı bazı habis tümör türlerine karşı koruyucu bir etkiye sahiptir.Bunlar Prostat , göğüs , kolon , pullu hücre ve yemek borusu tümörleridir.
Sağlık ve beslenme konusunda önde gelen otoritelerden CNN’in ödüllü muhabiri , The Food Pharmacy (Besin Eczacılığı) ve Food-Your Miracle Medicine (Besin- Mucize İlacınız) adlı kitapların yazarı ve uluslararası bir köşe yazarı olan Jean Carper: İtalyanlar tarafından yapılan yeni bir araştırma zeytinyağının , LDL kolesterolünün atardamarları tıkama özelliği de dahil olmak üzere bazı hastalık süreçleriyle savaşan antioksidanlar içerdiğini bulmuştur.
Diyetisyen ve beslenme uzmanı , The Pyramid Cookbook: Pleasures of the Food Guide Pyramid (Piramit Yemek Kitabı: Besin Rehberi Piramidinin Lezzetleri) adlı kitabın yazarı olan Pat Baird:Zeytinyağının çok yönlülüğü uzun zamandır var olan zeytin ve onun beden sağlığına olan faydası hakkında daha öğreneceğimiz çok şey var demiştir.
Miami Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden D. Peck: “Zeytinyağının bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya çıkarılmıştır…”
Milano Eczacılık Fakültesi’nden Bruno Berra:Natürel Sızma Zeytinyağının küçük polar bileşenleri LDL’nin oksidasyona olan direncini belirgin şekilde artırır.
II. Federico Üniversitesi Dahiliye ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden A. A. Rivellese ve G. Riccardi, M. Mancini:“Zeytinyağı insülin direncini engeller ve kandaki glikozun daha iyi kontrolünü sağlar.”
Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Frank Sacks:“Zeytinyağı açısından zengin bir diyet aşırı şişmanlığı kontrol altına almada ve tedavi etmede düşük yağlı bir diyetten daha etkilidir.Ayrıca daha uzun süreli kilo kaybına neden olur ve kiloyu korumak daha kolaydır” demiştir.

*Zeytinin şekerinden, zeytin çiçeği kolonyasından, zeytin salatasından, sabunlarına kadar birçok ürünü devardır.

*Bugün dünyanın en önemli kanser ilacı köpek balığı kıkırdağıdır. Köpekbalığından çikan sgualene adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur Günde 100 cl . zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar sgualene alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50'ye yakın azaltmaktadır.

* Zeytinyağı hücreleri korur. Zeytinyağının içinde bulunan Oleiprine adlı madde sayesinde hücreler yenilerek kansere karşı hücreleri korur.

*Zeytinyağı üretim aşamasında ısıyla temas etmemesi gerekiyor. Bu nedenle sağlıklısı Riveriya değil, Sızma olanıdır. Aslında en doğrusu, kokusuna alışıp mümkün olduğunca az veya hiç rafine edilmemiş olan yağlar kullanmalıdır..

*Zeytin ağacının dalları, yaprakları ve reçinesi olduğu kadar, yağıda yıllardır ilaçların bileşimlerinde yer alan doğal maddelerden birisidir, doğal bir ilaçtır.

*Yiyeceğin yanısıra merhem olarak da kullanılan zeytinyağı; tahrişin neden olduğu acı ile yanmayı giderici ve yumuşatıcı özellikleri olan losyondur da.

*Zeytinyağı, derinin foliküllerine penetre olabildiği için, gerek internal gerekse eksternal dokuların yara veya iritasyonunda ve enfeksiyonlara karşı faydalıdır.

*Sindirim sistemini etkiler; ister soğuk olsun, ister sıcak olsun zeytinyağı mideyi çepeçevre koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır. Yemek öncesi veya sonrası alınan bir kaşık zeytinyağı, mide zarını örtüp alkolün işlemesini önleyeceği gibi, karışık içkilerin yol açtığı sarhoşluğuda azaltır.

*Gastrit ve ülsere karşı korumada etkin yardım sağlar. Hazmı en kolay olan zeytinyağı besinlerin bağırsaklar tarafından çok daha iyi emilmesini sağlayarak bağırsakların çalışmasını düzenler. Isıtılmış olsun yada olmasın zeytinyağı gastrik asiditeyi azaltabilmektedir.
Tahriş giderici etkileri ülsere karşı koruma sağlar. Bağırsaklardan yiyecek geçişini kolaylaştırmak suretiyle konstipasyona engel olur.

*Zeytinyağı safra kesesinin kontraksiyonlarını (kasılma) ve safra salgılanmasını uyararak safra taşı oluşum riskini azaltır, hazmı kolaylaştırır. Dalakta taş oluşumunu önler. Sarılığa ve karaciğer sancılarına iyi gelir. Oruç tutanlar, sahurda bir çorba kaşığı zeytinyağı içerse safra kesesi ve bağırsakları rahatlatacaktır.

*Sabah kahvaltıdan önce alınan 1 veya 2 çorba kaşığı zeytinyağı -basit kronik kabızlığa - iyi gelir (daha iyi netice için suyla karıştırılabilir). Basur şikayetlerini giderir; sıcak olarak içilir.

*Anne sütündede bulunan E vitamini ve oleik asit içeriği ile zeytinyağı, normal kemik gelişimine katkıda bulunur. Anne karnında ve doğumdan sonra bebeğin beyninin olduğu kadar, genel olarak sinir sisteminin gelişimini de desteklediğinden, gebe ve emziren annelere özellikle yararlıdır.

*Zeytinyağı yaşlanmanın, hem genel olarak doku ve organlar, hem de beyin fonksiyonları üzerinde ki etkilerini geciktirmektedir.

*Yüksek tansiyonu düşürür; yaprakları ve dallarından çay yapılır. Taze yada kuru zeytin yaprağını 300 gr. suda 15 dakika kaynatıp, süzdükten sonra şeker ilave ederek 15 gün boyunca her sabah akşam sıcak içmek faydalıdır.

*Kan şekeri seviyesinin düşmesine yardım eder.

*Ağrı, romatizma, burkulma ve adale incelmelerinde; zeytinyağı sürülür veya 200 gr taze çiçek ve yaprak, 100 gr sarı papatya ile 1 kg zeytinyağını arada sırada karıştırarak iki saat 'benmari' içinde kaynattıktan sonra içindekileri süzüp ağrı veren yerler ovulur. Kapalı yanıklarda zeytinyağı sürülerek kullanılır.

*Kötü kolesterol LDL'yi azaltırken, iyi kolesterol HDL'yi artırır.(Yüksek LDL kolesterolü seviyesine bağlı olarak yükselen kolesterol seviyesinin aterosklerotik kalp hastalığında nedensel rol oynadığı kuşkusuzdur.Epidemiyolojik veriler koroner kalp hastalığı vakalarındaki düşüşün total veya LDL kolesteroldeki düşüş ile beraber olduğunu göstermektedir.)

*Diyetle alınan doymuş yağ asitlerinin (DYA) total kolesterol seviyesini yükseltettiği iyi bilinmektedir. DYA ile tetiklenen kolesterol yüksekliği çoğunlukla LDL kolesterolündeki yüksekliğe bağlıdır. DYA ve hayvansal yağdan zengin diyetler HDL kolesterolü ve apo A-1 de de yükselmeye yol açar.

*Yüksek karbonhidratlı ve düşük yağlı diyet tüketen toplumlarda düşük HDL kolesterol ile düşük LDL kolesterolün birlikte bulunması koroner riski artırmazken, yüksek DYA içeren diyete bağlı olarak LDL'nin yükseldiği toplumlarda daha yüksek HDL seviyesine rağmen koroner riski yüksektir.Yüksek hayvansal yağ içeren diyetlerin LDL- HDL oranını, düşük yağ içeren veya çoklu
doymamış yağ asitinden (ÇDYA) zengin diyetlere kıyasla daha fazla yükselttiği görülmüştür.

Laurik, miristik ve palmitik asit birlikte tüm DYA ların başında gelirken, mistrik asit tereyağında, hurma çekirdeğinin yağında, hindistan cevizinin yağında bulunmaktadır.Son ikisi aynı zamanda çok yüksek oranlarda laurik asitte içerirler.Bu üç yağdan hangisinin kolesterol yükseltme potansiyelinin en fazla olduğu hala tartışma konusudur. Her üçününde LDL kolesterolünü yükselttiği yapılan çalışmalarda gözlenmiştir.

DYA yerine linoleik asit konulduğunda total kolesterolde düşüşe neden olmaktadır.
Diyetteki başlıca tekli doymamış yağ asidi oleik asittir.Oleik asit zeytinyağında hakim olan yağ asididir.

Düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyetler total ve LDL kolesterol konsantrasyonlarını anlamlı olarak düşürürken aynı zamanda kesinlikle HDL seviyesinde de düşüşe neden olur.

Zeytinyağı sağlıklı lipid düşürücü diyete yararlı katkıda bulunur.

*Kalp dostu;zeytinyağı hayvansal yağların tersine kandaki kolesterol miktarını ve dolayısıyla kalp krizi riskini azaltır. Kan plateletlerinin toplanmasına engel olarak kan pıhtılaşması riskini de yok eder.

*Içerdiği linoleik asit yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir. Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verilebilir.

*Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar.

*Içerdiği E, A, K vitaminleri ile her yaştaki çocuğun gerekli ihtiyacına yanıt verir. Bu vitaminler kemiklerin doğal gelişimine ve mineralleşmeye yardımcı olup, güçlenmesini hızlandırır. Her yaştaki insan için yararlıdır.

*Böbreklerin ıslahında, taşları düşürmede, bağırsak kurtlarını düşürmede, karın ağrısında sıcak su ile içilmesi iyi gelir.

*Çocukları raşitizmden korur. Siyatik, mafsal ağrılarına iyi gelir; zeytinyağı tortusu sürülür.

*Ağızda çalkalandığında ,dişlerin beyaz olmasını sağlar,diş etlerini korur, diş çürümelerini önler.

*Zeytinyağı sağlık ve güzellik kaynağıdır. Cilde ve saçlara çok faydalıdır. Cildi besler, korur ve yumuşatır.

*Saçları dökülenlere; 1 yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımını saç diplerine sürerek 1 saat bekletilip daha sonra yıkanması, arada bir tekrarlanması gerekir.



 ZEYTİNYAĞI VE GÜZELLİK


 Kozmetik konusunda çok eskiler­den beri bilinen pek çok özelliği var. Cilde iyi gelir, kırışıklıkları önler, sivilceleri tedavi eder. Sertleşen deriyi yumuşatır. 
Saçları gürleştirip parlaklık verir. Saç dökülmesine önler. Dövülmüş sarımsak ile karıştırılmış zeytinyağı kuruyup sertleşen deriyi yumuşatır. Saçlara canlılık kazandırmak için birkaç kaşık zeytinyağı ile saç havluya sarılmalı ve yarım saat beklenildikten sonra yıkanmalıdır. Her gün zeytinyağı ile dişlere yapılan masaj dişlerin sağlam ve bembeyaz olmasını sağlar. Haftada iki kez zeytinyağı damlatılmış birkaç damla limon ve bal karışımı cilde sürüldüğünde kırışıklar önlenir. 
Kaya tuzu ile karıştırılmış zeytinyağı ile kol ve bacaklar ovulduğunda pürüzsüz bir cilt elde edilir. Zeytinyağı İle limon karıştırılarak cilde sürüldüğünde güneşte tenin iyi bir renk almasını sağlar ve cildi korur. Ciltteki kuru­luğu gidermek için, bir avokado ezilip zeytinyağı ile karıştırılarak 5 dakika yüzde tutulduktan sonra ılık suyla yıkanır.