6 Nisan 2015 Pazartesi

ASLAN TAHTINDA, KARTAL DAĞLARDA BÜYÜKTÜR





Aslan ormanda yaşar ve tüm endamı ve asaleti ile çevresindekilere güven sağlar. Her ne kadar deseler de kraldır, ama onu kral yapan makamı veya gücü değil etrafındaki hayvanların saygısıdır
. Kartal dağlarda yaşar ve devamlı yer yüzünü teftiş eder ve tüm kuşlar bilir ki kartal yükseklerde oldukça yerde bize ölüm yoktur. İkisi de en güçlü ve yırtıcıdır fakat her ikisi de adaletin ve özgürlüğü temsilcisidir. Ormandakiler bilir ki aslan varsa bize kimse dokunamaz özgürüz,  küçük kuşlar da kartalı  uçarken gördükçe, uçup özgürleşmek isterler ve ne aslanın, kartalla ne kartalın aslanla sorunu yoktur. Çünkü onlar bilirler ki mekan ayrı, kulvar ayrı, güç ayrı, büyüklük ise çok ayrı...............
           
            Son olan olaylar bizleri hem üzmüş, hem de tedirgin etmiştir. Üzüldük çünkü en son yer olmalıydı veya olmamalıydı bir spor karşılaşmasında bu görüntüler ve bu rezillik. Her iki takımında taraftarı olmayan, birçok insanda aynısını düşündü ve yine bu iki takımın taraftarı olanlarda bu durumdan çok rahatsızlardır.
            Spor karşılaşmalarına siyaset, çıkar, şike adını ne koyarsak koyalım karışmamalıdır.      Eğer bu ve benzeri şeylere alet edilecek ve farklı boyutlara çekilecek olursa gerçek kaos o zaman olur. Neden ülke olarak bu kadar kedimizi kötülemek ve çağa ve gelişen ve değişen medeniyetlere karşı hep kötü tablolarla anılmak isteriz anlamıyorum.Anlayan veya açıklayan varsa bana da söylesin. Bunu, bu kötüleme ve kötü gösterme politikasını da çok ustaca yapmaktayız. Akşam seyrettiğim birçok kanalda şu vardı ve aynen şu ifadeler kullanılıyordu; "
            Bu tablo ve görüntüler bize hiç yakışmadı" diyorlardı ve arkasından gelmiş geçmiş tüm saha olaylarının görüntülerini,  defalarca, ballandırarak durmadan, aralıksız döndürüyorlardı. Şu mesajı veriyorlardı bence, üstü kapalı, bak Avrupa ve tüm dünya biz ne kadar kavgacıyız, eğer seyretmediyseniz veya haberdar değilseniz yada tüm bunlardan bazılarını unuttuysanız hatırlatalım, biz bunları da yapmıştık, ve daha da yapacağız bizleri izlemeye ve takip etmeye devam edin. Sahtekarlıklar ve mahsustan kınamalarla sanki halkı uyarıyorlar, bunlar hoş değil diyorlardı. Öte yandan ise bu olaydan taraf olmayan ve bu iki kulübün taraftarı dahi  olmayan seyirciye de bakın bunlar sadece birbirine değil size de zamanında bunları, bunları yaptılar diyorlardı.Unutulmuş ve bir şekilde bilinmeyen, her şeyi en büyük veya en küçük olayı da iki gündür aralıksız gündemde tutuyorlar. Hatta kişilerin, kişisel olarak aralarında geçen ve yalnızca bu kişileri ilgilendiren, olaylarını da duygu sömürüsü şeklinde ve devamlı başa sararak yayınlamak yayıncılık ilkelerine göre veya insanlık ilkelerine göre etik mi acaba. Bir insan suçlu veya masum olabilir ve sadece bir şekilde düştü diye ona her türlü hakareti yapmak ve durmadan bir karalama politikası ile gündemden düşürmemek etik mi? Yada konuşulması gereken konuların üstü örtülüp, çeşitli çekincelerle konuşamayanların, başka bir insan veya olay hakkında ha babam de babam destursuzca konuşması mı etiktir. Basın olarak kaliteye geri dönüş yapın, kişisel ve kimliksel konulardan insanlara yüklenmekten vazgeçin, inanın ki bu şekilde daha çok rağbet göreceksiniz.
            Her yaş gurubu insanı bünyesinde barındıran takımlar ve kulüpler edep ve haya konusunda da üstüne düşeni yapacak ve bizim çocuklarımızı kendi istek ve amaçları doğrultusunda, onların toyluklarını ve gençliklerini kullanmayacaklar. Çünkü gençlik duyarlı ve sevecen olduğu kadar da fevri hareket etmek de, ani davranışlarla kendilerine ve kendi yaş grubundan insanlara paylaşamadığı veya bölüşemedikleri hiçbir konu yokken, zarar vermektedirler. Yazımın başında bizi üzdü ve tedirgin etti demiştim bahsettiğim tedirginlik budur. Biz anneler ve kadınlar olarak spor karşılaşmalarına evlatlarımızı getiremiyoruz ve gelemiyoruz.Çünkü çocuklarımız  yaşayacağı sevinç ve mutluluğu yaşayamamakta, psikolojik açıdan derin yaralar almakta, taraftar olmak ne, bunu yanlış öğrenmektedir.Spor karşılaşmaları stres atmak veya küfür edip rahatlamak yeri değildir. Aksine sevinç veya üzüntünün aynı anda yaşandığı buna rağmen kişilerin mutlu olduğu alanlardır.