27 Kasım 2016 Pazar

En popüler bebek isimleri ve anlamları

En popüler bebek isimleri ve anlamları

Her dönem popüler erkek isimler 

A 
Abidin : Dua eden / Duacı 
Acar : güçlü, gürbüz, dinç, iriyarı, yiğit, atılgan, gözüpek, kabaday, çalışkan, Becerikli, çevik 
Adaş : adları eş olanlar, aynı adı taşıyanlardan her biri, kardeş, edinilmiş olan, arkadaş 
Adem : Allah’ın yarattığı ilk insan / Adam 
Adil : Adaletli / Hakça davranan 
Adnan : Eski Türk isimlerinden / İki gökyüzü, iki cennet anlamında 
Agah : Bilgili / Bilen / Haberli / Uyanık 

B 
Baha : Değer fiyat, kıymetinin karşılığı, Ederi 
Bahadır : Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen 
Bahri : Denizle ilgili, denizci, denizin gücü, sonsuzluğu 
Bahtiyar : Mutlu, talihli, Hayatından memnun olan 
Baki : Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan 
Balaban : Bir tür yırtıcı kuş. İri cins bir tür Doğan (kuş) 
Baran : durağanlığı harekete çeviren etken, direnci kıran ya da Direnç doğuran özellik, güç, ulu, yüksek 
Barbaros : “Barba Rosse” Kırmızı sakal. Asıl adı Hızır olan büyük Türk amiraline Avrupalıların taktığı ad. 
Barış : savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması 
Barlas : iyi savaşa, savaşçı yiğit 

C 
Can : insanın kendi varlığı, yaşam, birey kişi, ruh, güç kuvvet 
Candemir : canı demir gibi sağlam, demir gibi kimse, demir canlı 
Caner : yürekten sevilecek kimse 
Cankut : kutlu kimse, uğurlu can 
Canol : “yaşamım ol, canım ol, bana can ol” 
Canpolat : canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse 
Cansın : çok cana yakınsın 
Cantekin : biricik can, can şehzade 
Celayir : Moğolların kollarından birinin adı 
Cengiz : yılmaz, dönmez, yumuşamaz kimse, güçlü kimse, asıl adı Timuçin olan Ve Büyük Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Türk hanı, Cengiz Han 
Ceyhun : Orta Asya’da bir ırmak 
Cindoruk : bir dağın en yüksek noktası, doruğu 
Coşkun : coşmuş olan, kabına sığmayan 

Ç 
Çağan : mutlu gün, bayram 
Çağatay : Cengiz Han’ın oğlu 
Çağdan : çağın içinden 
Çağdaş : aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır 
Çağlar : çağıl çağıl akar, çağıldar, çağlayarak akar 
Çağlayan : bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan 
Çakır : doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse 
Çelebi : bey, ağa, görgülü ve ince kimse 
Çelik : su verilip sertleştirilen demir, polat 
Çetin : Istenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp 

D
 
Dağhan : Oğuz Han’ın oğlu, eski Türk inanışına göre doğa tanrılarından 
Deha : Dahi, zekaca çok üstün olan 
Demirel : güçlü el 
Demirkan : sağlam ve güçlü kan 
Demirol : demir gibi güçlü ol 

E 
Ecevit : afacan, ele avuca sığmaz, çok yaramaz 
Edip : Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenenkişi 
Edis : değerli, ulu yüce, yüksek 
Ediz : Değerli yüksek 
Efdal : En değerli en yüksek. 
Efe : Batı Anadolu yöresi yiğitlerininortak adı 
Egemen : Bir yere hakim olan 
Ekber : Kebir kelimesinden, En büyük 
Ekrem : Pek cömert, iyiliksever 
Emin : Güvenilen, inanılan kimse 
Emir : Reis, aşiret başı, Emreden 
Emrah : Saz çalıp oynayan 
Emre : Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş 
Ender : Seçkin, eşi benzeri az bulunan 

F 
Fadıl : Erdemli, üstün kişi. 
Fahir : Övünülecek kadar, övünen, gösterişli ve değerli. 
Fahrettin / Fahri : Karşılıksız kabul edilen görev,iş 
Faik : Başkalarından daha ileri, üstün 
Faruk : Bir işi sonuca ulaştıran 
Fatih : 
Fazıl : Erdemli, manevi değerce üstün 
Fehmi / Fehim : Anlayışlı, çabuk kavrayan 
Ferdi : Bireysel, tek başına. 
Ferhat : Rahatlık 
Feridun : Tek başına, eşsiz. 
Ferit (d) : Eşsiz benzersiz 
Ferruh : Kutlu, uğurlu, aydınlık yüzlü 
Fethi : Fethiye ilişkin. 
Fevzi : Kurtuluş ve zafere ilişkin. Selamet. 
Feyyaz : Berekeli, gür, verimli. Eli açık. 
Feyzi : Verimlilik, bolluk 
Fırat : Bir nehir adı. Türkiye’den geçip Basra’ya dökülür. 
Fikret : 
Fikri : Düşünce ile ilgili / fikir sahibi 
Fuat (d) : Yürek, kalp gönül 

G 
Galip : Yenen, üstün gelen 
Gani : Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen 
Gazi : Savaşta yara alan 
Gediz : Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi’nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe 
Gencay : bkz. Gençay 
Gencer : Delikanlı, genç yiğit bkz. Gençer 
Gençay : yeni doğan Ay, ilk ay 
Gençer : delikanlı, genç yiğit 
Giray : Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen ünvan 
Gökalp : (”alp”taki “I” kalın okunur) gök gözlü yiğit 
Gökay : Gök ve Ay gibi güzel olan 
Gökbay : gök yüzlü ve zengin kimse 
Gökçe : Gökrengi, göğce 

H
 
Hakan : Büyük Han, Hanlar hanı (Hükümdar anlamına=Han) 
Haldun : Kalp, yürek / Yüreklilik 
Halil : İçten, dost çok yakın arkadaş 
Halim : Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı 
Halit : Süregelen, sürekli, geç yaşlanan 
Haluk : Herkesle iyi geçinen iyi ahlaklı 
Hamdi : Hamd eden, şükreden / Tanrı ileilgili 
Hamit (d) : Şükredici, hamdedici 
Hamza : Aslan 
Hanefi : Tanrı’nın birliğine iman eden 
Harun : Huysuz at / Postacı / İnatçı 
Hasan : Güzellik, iyi davranma, iyilik 
Haşim : Ezen, kıran, parçalayan 
Haşmet : İhtişam, büyüklük, görkemlilik 
Hayati : Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan 
Haydar : Aslan / Çok cesur 
Hayrettin : Hayır eden, hayır sahibi 
Hayri : Hayırla, iyilikle ilgili 
Hayrullah : Allah’ın hayırlı ettiği 
Hazar : Barış / Bir yerde oturma hali 
Hıfzı : Saklamak, korumak, hafızaya almak 
Hıncal : Öc al, intikam al anlamında 
Hızır : Darda kalanların yardımına koşan 
Hidayet : Doğru yolu arama / Yol gösterme 

I 
Ilgaz : Çankırı-Kastamonu arasında, Batı Karadeniz Bölgesi’nin En yüksek dağlar topluluğu 

İ 
İbrahim : İbranice’de hakların babası anlamında 
İdris : Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi 
İhsan : Bağışlamak, yardım etmek, iyiliketmek 
İldeniz : ülkenin, yurdun denizi, 
İlhami : İçine doğmakla ilgili 
İlhan : Bir ülkenin egemen hanı 
İlkay : (doğan ilk çocuk için) Ay’ın ilk günlerindeki durumu, hilal 
İlker : (doğan ilk erkek çocuk için) birinci yiğit, ilk yiğit, ilk erkek 
İlyas : Mersin ağacı 

K 
Kaan / Kağan : Hükümdar, hanların hanı 
Kadir : Değer, onur, incelik 
Kadri : İtibar, değerle ilgili 
Kahraman : Savaşta yiğitlik gösteren, cesur 
Kamer : Ay ışığı 
Kamil : Tam, eksiksiz, olgun 
Kandemir : sağlam kan, kanı sağlam olan kimse, sağlam demir 
Kasım : Bölen, kısımlara ayıran 
Kaya : büyük ve sert taş kütlesi, pek sert 
Kayahan : Kaya gibi sert hakan 
Kazım : Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen 
Kemal : Bilgi ve erdem bakımından olgunluk 
Kemalettin : Bilgi ve erdem sahibi 

L 
Latif : Allah’ın kulu 
Levent : Dünya,varlık 
Lutfi : Cennette ölümsüzlüge kavuşan 
Lutfullah : Çok övülmüş, methedilmiş 

M 
Macit (d) : Şan ve şeref sahibi 
Mahir : Usta, elinden her iş gelen 
Mahmut : Övgüye değer 
Mahzun : Hüzünlü, duygulu, üzgün 
Malik : Sahip, efendi 
Malkoç : ünlü bir akıncı soy olan Malkoçoğullarının atası Malkoç Mustafa Bey’in adından 
Mazhar : Birşeyin göründüğü ortaya çıktığı yer 
Mecnun : Deli, aklı başında olmayan 
Mehmet : Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında 
Melih : Güzel, şirin 
Melik : Hükümdar, han 
Memduh : Övülmüş, övülmeye değer 
Menderes : Ege bölgesinde bir ırmak adı 
Meriç : Bulgaristan’dan çıkıp edirne yakınlarında Arda ve tunca ile Birleştikten sonra Türk-Yunan sınırları boyunca akraka enez Yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak 
Merih : Güneş sistemimizdeki 5. gezegen 
Mert : Sözünün eri, sözünde duran 
Mesut (d) : Mutlu, sevinçli, neşeli 
Mete : Büyük Hun imparatoru 
Metin : Sağlam, dayanıklı 

N 
Naci : Kurtulmuş, selamete kavuşmuş 
Nail : Ele geçiren, muradına eren 
Naim : Uyuyan, uykuda olan 
Namık : Yazar, yazan kişi 
Nazım : Düzenleyen, tanzim eden 
Nazmi : Vezinli, kafiyeli sözle ilgili/ Düzenli 
Necat : Kurtuluş, selamet 
Necati : Kurtuluşa ermek 
Necdet : Güçlü ve korkusuz 
Necip : Soyu temiz, cömert 
Necmettin : Din’in Yıldızı 
Necmi : Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait 
Nedim : Yakın dost, samimi arkadaş 
Nejat : Soy, asıl, hesap 
Neşet : Yetişme, meydana gelme 
Nevzat (d) : Yeni doğmuş çocuk 
Nezih : Temiz, pak, seçkin 
Nihat (d) : Tabiat, huy 
Niyazi : Yalvarma, yakarma 
Nizam : Sıra, dizi, düzen, kural 
Nizamettin : Düzenli, tertipli 
Nizami : Kurallara uygun, düzenle ilgili 

O
 
Ogün : Belirli gün, bilinen, beklenen gün 
Oğulcan : can oğul 
Oğuz : Doğru ve iyi adam, sağlam, güçlü 
Okan : Anlama, öğrenme 
Okay : Beğenme, takdir etme 
Okcan : ok gibi doğru can 
Okman : okçu, ok atan kimse 
Oktar : Ok taşıyıcı / Ok+dar (Bayraktargibi) 
Oktay : Çok hiddetli, kızgın 
Okyar : oku parçala 
Olcay : Rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih 
Olcayto : Bahtı açık, talihli 
Olcaytuğ : Hulagu’nun torunlarından Argun’un oğlu, İlhanlı hükümdarı 

Ö
 
Öcal : Öc almaktan, intikal alan 
Öğüt : birine, yapması ya da yapmaması gereken şeyler üzerine söylenen söz 
Ökmen : Akıllı, zeki 
Ömer : Dirlik, canlılık yaşam gücü 
Önal : Daima önde olmak 
Önay : Ay’ın ilk günlerindeki hali, hilal 
Önder : Lider, yönetici, şef 
Öner : (ilk ya da ikiz doğumda önce doğan çocuk için) önde gelen yiğit Önde giden erkek 
Övünç : bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç 

P 
Pars : etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, Yırtıcı bir hayvan 
Paşa : Bir askeri ünvan / ağabey, erkek kardeş 
Peker : Güçlü erkek 
Polat : Sertleştirilmiş , su verilmiş demir 

R 
Rafet : Merhamet etme, esirgeme. 
Ragıp : İçtenlikle isteyen, özleyen 
Rahman : Acıması bol olan 
Raif : Acıyan, esirgeyen 
Rakım : Yazan, çizen, yükselti. 
Ramazan : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan 
Rami : Atıcı, mermi atan 
Ramiz : Akıllı, zeki. işaretlerle gösteren. 
Rasim : Çok övülmüş, methedilmis 
Rasin : Beyaz ay,dolunay 
Raşit (d) : Doğruyola giden 
Rauf : Çok acıyan, esirgeyen 
Recai : Güçlüklerden yılmayan, hızlı 
Recep : Beyaz taç, gelin tacı 
Refik : Arkadaş, yoldaş, eş, koca. 
Reha : Candan, cana yakın 
Remzi : İşaret ve gizliliğe ait 
Renan : İnleyen, çınlayan. 
Reşat : Aklın gerektirdiğini yapan 
Rıdvan : Cennetin kapıcısı olan melek 
Rıfat : Yücelik, büyük aşama. 
Rıfkı : Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili 
Rıza : Hoşnutluk, memnunluk 

Ş 
Şaban : Kameri yılın 8. ayı 
Şadi : Sevinç, neşe, mutluluk 
Şafak : Güneş doğmadan az önce ufukta görünen ağartı 
Şahan : bkz. Şahin 
Şahin : Bir tür yırtıcı kuş 
Şansal : adını, şanını her yana duyur, şan ver 
Şefik : Şefkatli 
Şemsi : Güneşe ait, güneşle ilgili 
Şener : neşeli yiğit, şen yiğit, şen erkek 
Şengül : neşeli ve gül gibi kimse 
Şenol : her zaman neşeli ol 
Şeref : Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak 
Şerif : Kutsal, mübarek 

T 
Tacettin : Taca ait 
Taci : Taç ile ilgili 
Tahsin : Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam 
Talat : Yüz, surat, çehre 
Talip : İstekli, isteyen, talep eden 
Talu : iyi, güzel, seçilmiş, seçkin 
Tamer : bütünüyle yiğit, tam yiğit 
Tandoğan : şafak vakti doğmuş olan 
Taner : Aydınlık erkek 

U 
Ufuk : Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır 
Uğur : Halkın kimi olgularda gördüğü iyilik müjdesi 
Uğurcan : uğur getiren, uğurlu kimse 
Uğurtan : uğur getiren şafak vakti 
Ulu : çok büyük erdemleri olan, yüce; erişilmez derecede yüksek ve büyük; 
Uluç : Büyük Türk Denizcisinin adı (Uluç Ali Paşa) 

Ü 
Ümit : Umulan, beklenen şey 
Ünal : ad sahibi ol, ünlen, tanın 
Ünalan : ad sahibi olan, ünlenmiş kişi, ünü olan kimse, iyi ad sahibi 
Ünalp : ünlü yiğit 
Üner : ünlü yiğit 
Ünol : şan ol, ünlü ol 
Ünsal : her yana adını duyur 
Ünver : her yana adını duyur, çok tanınmış biri ol, ünlen 

V 
Vahdet : Bir ve tek olma 
Vahit (d) : Tek, bir 
Vargın : giden, varan 
Varol : Var olmakla ilgili / yüceltme ünlemi 
Vecihi : Soylu, asil 
Vedat : Dostluk, sevme, sevgi 
Vefa : Sözde durma 
Vehbi : Tanrı vergisi 
Veli : Sahip, eren, ermiş 
Volkan : Yanardağ 
Vural : Vurarak al, vurup al. 

Y 
Yağan : yağmur, kar, yağış 
Yahya : Meryem Ana’nın amcasının oğlu olduğu söylenen bir peygamber 
Yakup (b) : Bir Peygamber adı 
Yalçın : düz, çıplak ve dik; düz, kaygan, sarp, dik 
Yalvaç : Tanrı’nın habercisi, Tanrı elçisi 
Yaman : Güç etki ve beceriklilik sahibi 
Yamaner : işbilir yiğit, becerikli yiğit 
Yasin : Kuran-ı Kerimde bir surenin adı 
Yaşar : Doğan çocuğun ölmemesi için konulan adlardan 
Yavuz : çok sert, yaman, yürekli, korkusuz 
Yener : oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir 
Yetkin : Olgunlaşmış, kemale ermiş 
Yıldıray : Ayla ilgili / yıldır yıldır parlamak ay gibi 
Yıldırım : Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması 
Yılmaz : hiçbir şeyden korkup çekinmez 
Yiğit : güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam 
Yunus : Bir takım yıldızının adı / Denizde yaşayan bir memeli türü 
Yurdakul : Yurda hizmet eden, yurda kul olan kimse 
Yusuf : Eklenecek, ilave edilecek 
Yücel : yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, Büyük ol, ulu ol 
Yüksel : Manevi anlamda yüce ol anlamında 

Z 
Zafer : Savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç 
Zeki : Akıllı olan 
Zihni : Zihnin gücüyle, kavrayışla ilgili 
Zikri : Zikirle, ayinle, ilgili, zikreden 
Ziya : Aydınlık, ışık 

Her dönem popüler kız isimler
A 
AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki 
AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel 
AHU: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın. 
AJDA: Filiz,sürgün. Çok genç. 
AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı 
AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi 
AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün 
AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan 
ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş 
ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime 
ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun 
ANDAÇ: Anılar, hatıralar 
ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin 
ARMAĞAN: Hediye, ödül 
ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek 
ARZUM: İsteğim,dileğim,hevesim. 
ASENA: Dişi kurt, güzel kız 
ASLI: Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri. 
ASU: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan. 
ASUMAN: Gökyüzü 
AYBEN: Ben ayım anlamında 
AYBİKE: Ay gibi güzel kız 
AYCAN:Ay gibi sevilen,aydınlık can. 
AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal. 
AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki 
AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel 
AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz 
AYGÜN: Hem ay, hem gün 
AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi 
AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır 
AYNUR:Ay ışığı 
AYSEL:Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan 
AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak. 
AYSUN:Ay gibi ışıltılı ve güzel. 
AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan 
AYŞEGÜL:Güller içinde mutlu yaşayan. 
AYŞEN:Neşeli,gülen,aydınlık. 
AYŞİM,AYŞİN:Parlak ışık saçan. 
AYTEN:Güzel bir tene sahip olan. 
AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız 

B 
BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı. 
BALIN: Yar, sevgili 
BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin. 
BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı 
BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar. 
BELDE: Memleket, şehir, kasaba 
BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen 
BELKIS:Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı. 
BELMA:Uysal,sakin. 
BENAN: Parmak uçları 
BENAY: Ben ayım, ay gibiyim 
BENGİ,BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz 
BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç 
BERİL: Zümrüt 
BERİN,BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında 
BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı 
BERRAK: Duru 
BERRAN: Keskin, kesici 
BETÜL,BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri 
BEYZA: Çok beyaz, lekesiz 
BİHTER: Daha iyi, en iyi 
BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi 
BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz 
BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi 
BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli. 
BİNNUR:Çok ışıklı, ışığı gür 
BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz 
BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül. 
BİRSEN: Yalnız sen 
BUKET: Çiçek demeti 
BURCU: Güzel koku, ıtır 
BURÇAK: Bir bitki 
BURÇİN: Dişi geyik 

C 
CANAN: Gönülden sevilmiş, yar. 
CANAY: Ay gibi temiz. 
CANDAN: İçten, gönülden 
CANDAŞ: Candan, değerli dost 
CANSEL:Hayat veren su. 
CANSIN:İçten,gönüldensin. 
CANSU: Can suyu. Hayat veren su. 
CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan 
CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel 
CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif,ince bacaklı memeli. 

Ç 
ÇAĞLA Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali 
ÇAĞRI:Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz. 
ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü 
ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi 
ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan 

D 
DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası 
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki 
DEMET: Çiçek bağlamı, deste 
DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su 
DERYA: Büyük deniz anlamında 
DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzenini , köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme. 
DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak. 
DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim 
DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan. 
DİLEK: İstek, rica,arzu. 
DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan 
DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili,sultan. 
DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat 
DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali 
DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim 
DUYGUN:Duygulu,hassas,hisli kişi. 

E
 
EBRU:1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı 
ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın. 
ECESU:Su gibi berrak ve güzel. 
EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup. 
ELANAZ:Ela gözlü,nazlı güzel. 
ELANUR:Ela gözleriyle nur saçan. 
ELÇİN: Deste, tutam 
ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız. 
ELVAN: Renkler,çeşitler. 
EMEL:Arzu,özlem. 
EMİNE: İnanılır,güvenilir. 
ESEN: Sağlıklı, salim 
ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça 
ESİN: Sabah rüzgarı 
ESMA: İsimler,adlar. Çok yüksek olan. 
ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an. 
ESRA: En çabuk, çok çabuk 
EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü 
EZGİ: Melodi, şarkı, türkü 

F 
FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın. 
FERAH: Aydınlık, iç açıcı 
FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet 
FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş 
FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci. 
FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın. 
FİGEN: Yaralayan, kıran 
FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu. 
FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri. 
FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı 
FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek 
FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik 
FÜSUN: Büyü 

G 
GAMZE: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur 
GAYE: Amaç, erek 
GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek 
GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey 
GONCA: Tam açılmamış çiçek 
GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında 
GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel 
GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi. 
GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel. 
GÜHER: Cevher 
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül 
GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan. 
GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan. 
GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer. 
GÜLCE: Gül gibi. 
GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven. 
GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında 
GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel 
GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan 
GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen 
GÜLİN: Güzel,zarif. 
GÜLİZ: Gül yetiştiren 
GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam 
GÜLNİHAL: Gül fidanı. 
GÜLRİZ: Gül saçan 
GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı 
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında 
GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan 
GÜLŞEN: Gül bahçesi 
GÜLÜM: Bana ait olan gül. Canım. 
GÜNAY: Hem gün, hem ay 
GÜNNAZ: Nazlı kişi. 
GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan. 
GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen. 
GÜZÜN: Güz mevsiminde olan 

H 
HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası. 
HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak. 
HANDE: Gülüş,gülme. Açılma. Eğlenme. 
HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran 
HAZAR: Barış 
HEVES: Bir şeye duyulan istek 
HELİN: Yuva 
HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda 
HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu 
HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik 

I 
ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın. 
ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık 
IRMAK: Akarsuların en büyüğü 
IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur. 
IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık 
IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi 

İ 
İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad 
İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim 
İLKAY: Ayın ilk hali. 
İLKE: Temel alınan düşünce, kural 
İLKİM: İlk çocuğum anlamında 
İLKNUR: İlk ışık 
İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım 
İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde 
İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar,zarif. 
İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti 
İZEL: El izi anlamında 
İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında 

J 
JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları 
JÜLİDE: Dağınık,karmakarışı 

L 
LALE: Çan biçiminde bir çiçek 
LAMİA: Parlayan, parlak. 
LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık. 

M 
MAHPERİ: Güzeller güzeli. 
MANOLYA: Bir süs bitkisi 
MELDA: İnce ve taze bedenli 
MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri 
MELİKE: Kadın hükümdar,padişah eşi. 
MELİS: Bal, bal arısı 
MELİSA: Oğul otu 
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel 
MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı 
MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası 
MÜGE: İnci çiçeği 
MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış 

N 
NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış 
NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin. 
NAZLI: Naz yapan; İşveli, edalı 
NECLA: Evlat,çocuk. Soylu. 
NERGİS: Bir süs bitkisi 
NERMİN: Yumuşak,narin,ince. 
NESLİ: Soylu. 
NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden. 
NEVAL: Talih,kader,kısmet. 
NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma,parlaklık. 
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan,taze sürgün. 
NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır 
NİL: Çivit. Mısır'da bir nehir 
NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert. 
NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde 
NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi 
NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık 
NURAN: Nurlu,ışıklı. 
NURAY: Işık saçan. 
NURCAN: Aydınlık insan. 
NÜKHET: Güzel koku 

O 
OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel 
OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı 

Ö 
ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında 
ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan 
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili 
ÖZGE: Yabancı. İyi,güzel. Cana yakın,şakacı. Yürekli,gözü pek 
ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret 
ÖZNUR: Özü ışıklı,aydınlık. 

P 
PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi 
PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki 
PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları 
PINAR: Büyük su kaynağıÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay 

R 
RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı. 
RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel 
REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen 
REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu 
RUHŞEN: Neşeli,canlı. 

S 
SANEM: Çok güzel kadın; Put 
SEBLA: Uzun kirpikli göz 
SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen 
SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit 
SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı 
SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz madde SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak 
SEHER: Tan ağartısı 
SELDA: Bir söğüt cinsi 
SELEN: Haber, müjde 
SELİN: Gür akan su 
SELMA: Barış içinde,huzur,erinç. 
SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan 
SEMA: Gökyüzü; Göç 
SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik. 
SEMRA: Esmer kadın. 
SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel 
SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı 
SERAY: Ay gibi güzel 
SERMA: Kış soğuğu 
SERPİL: Gelişmek,büyümek. 
SERPİN: Yağmur 
SERRA: Rahatlık,kolaylık 
SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında 
SEVAL: Severek al anlamında 
SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek 
SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu 
SEVİL: Her zaman sevilen biri ol 
SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik 
SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku 
SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen. 
SEYLAN: Sel, akma, akış 
SEZEN: Hisseden, sezgili 
SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar 
SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği 
SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı. 
yer; Bahşiş, hediye; Bağ 
SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası 
SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler 
SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim 
SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi 
SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği. 
SUZAN: Yakan,yakıcı. 

Ş 
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık 
ŞEBNEM: Çiğ, gece nemi, jale 
ŞENAY: Mutlu geçen ay 
ŞEYDA: Çılgın, deli divane 
ŞİRİN: Cana yakın, sevimli 
ŞULE: Alev, ateş alevi 
ŞÜKRAN: İyilik bilme, minnettarlık 

T 
TANSU : Göğüsle ilgili 
TAYYİBE : 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden söz 
TİJEN : Taç, taçlar 
TİLBE : Put - Güzel kadın 
TUBA : 1.Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2.Güzellik, iyilik. 3.Rahat 
TUĞÇE : Küçük tuğ 
TÜLAY : Ayın ince ışığı 
TÜLİN : Ayın çevresinde görülen ışık halkası 
TÜRKAN : 1.Kraliçe. 2.Güzel kız 

Ü
 
ÜLKÜ : Amaç, ideal 

V 
VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar 

Y 
YASEMİN : Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki 
YELİZ : Ferah yer, aydınlık, havadar 
YEŞİM : Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş 
YILDIZ : Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri. 
YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı 

Z
 
ZEHRA : Çok beyaz, parlak yüzlü 
ZELİHA : Züleyha, su perisi 
ZERRİN : Altından yapılmış. 
ZEYNEP : Süs, bezek. 
ZUHAL : Satürn gezegeninin adı. 
ZULAL : Hafif, güzel, soğuk su. 
ZÜMRÜT : Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı. 


SON DÖNEMLERDE POPÜLER OLAN İSİMLER
 

A 
AHENK: Uyum 
ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş 
ALEYNA: Bizim üzerimize olsun 
ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni 
ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı 
ASYA: Dünyanın en büyük kıtası 
AŞKIN: Aşmış, ileri 
AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal 
AYŞIL: Ay ışığı 

B 
BADE: Aşk, kutsal sevgi 
BERFU: Kar tanesi 
BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol 
BELİZ: İşaret, iz; alamet 
BENGİSU: Ölümsüzlük suyu 
BENNUR:Işık saçan. 
BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü 
BİGE:Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan. Sultan. 
BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın 
BUSE: Öpücük 
BÜGE:Bent,su benti. 
BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber 

C 
CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi 
CENNET: Çok güzel yer. İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer. 

Ç 
ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur 
ÇİLEN:Hafif yağan yağmur,çisenti. 
ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi 

D 
DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer 
DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren 
DERİN: Sığ olmayan 
DESTE:Bağlam,demet. 
DİDE: Göz, göz bebeği 
DİLA:Gönlümü çalan. 
DİLAN:Gönüllerce olan,yürekler dolusu. 
DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel 
DORA: Doruk, zirve 
DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön 
DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an 

E 
ECMEL: Çok güzel 
EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz 
ELİZ:El izi. 
EREM: Cennet 
ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi. 
EYLÜL: Sonbaharda bir ay adı 
ESİM: Rüzgar gibi olan. 

F 
FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması. 
FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay 
FİDAN: Yeni yetişen ağaç 
FERİ: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan. 

G 
GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan 
GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi 
GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön 
GÜZ: Sonbahar 

H
 
HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü 
HAYAT: Ömür, yaşam 
HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği 
HAZAN: Sonbahar 

I 
ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans 
ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık 
ILGIM: Serap 

İ 
İCLAL: Ağırlama,ikram. Büyüklük,ululuk. 
İLAYDA: Su perisi 
İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan. 
İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce,öncelikle. 
İREN: Özgür, serbest 
İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi 
İZGİ: Güzel, adaletli, zeki 

J 
JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi) 

K
 
KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi. 
KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi 
KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası 
KUZEY: Bir yön 
KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme 

L
 
LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan 

M
 
MAYIS: Bir bahar ayı 
MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler. 
MİNA: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi. 
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan 

N 
NEHİR: Akarsu, ırmak 
NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim 
NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar. Ateşler. Cehennem. 
NİSA: Kadın,kadınlar. 
NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı 

Ö 
ÖDÜL: Armağan 
ÖZÜN: Şiir. Hak edilmiş ün. 

P 
PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse 

R
 
RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş 
ROSA: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk. 
RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut 

S 
SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek 
SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı 
SİTARE: Yıldız 
SİMA: Yüz, çehre 
SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği 
SEREN: Gemi direği 
SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam 
SAHRA: Kır,ova,çöl 
SARA: Halis, saf, katkısız 
SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adi 
SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç 

T 
TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad 
TÜRKÜ : Yankı, ses 

U 
UMAY : Devlet kuşu 

V 
VERDA : Gül. 

Y
 
YAĞMUR : Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları. 
YAREN : Dost, arkadaş 
YELDA : 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi 
YUDUM : Bir içimlik sıvı 

Z 
ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı. 
ZÜMRA : Akıllı, çabuk kavrayan kadın. 


NADİR İSİMLER 

A
 
AKSEV:Aydınlığı sev,ışık saç 
AKŞIN: Beyaz tenli kadın 
ALEDA: Nazlı, kaprisli 
ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli 
AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse 
AMİNE:Yüreğinde korku olmayan. 

B 
BEHİN: İyinin iyisi 
BELGİ: İşaret 
BELUR:Billur,billurdan olan. 
BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili 
BİNAY:Öylesine güzel ki bin ay eder. 
BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz 

C 
CANEDA: İçten, sevimli kişi 
CEVZA: İkizler burcunun eski adı 

D 
DEVİN: Hareket, kımıldanış 
DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri 
DİDAR:Güzel yüz. Görme. 
DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse 

E
 
EFİL:Rüzgar,dalgalanma. 
EFSUN: Büyü, sihir 
ERDA: Beyaz karınca. 
ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili. 
EVA: Havva. Yaratılan ilk kadın. 

F 
FERZİN: Kraliçe 
FERİS: Şık,zarif. 

G
 
GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume 
GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre 
GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar 
GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay 

H
 
HENNA: Kına ağacı. 
HESNA: Güzel,hanımefendi kadın. 
HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça 
HEVİN: Aşk, sevda 
HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek 

I
 
IĞIL: Çok yavaş akan su 

İ 
İYEM: Güzellik,iyilik. 
İLMA: Parlatma. Belirleme,işaret etme. 
İLSU: Ülkenin suyu,bereketi. 
İMER: Zengin,varlıklı. 
İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek 
İZEM: Büyüklük, ululuk 

J 
JEYAN: Kızan, kükreyen 

K 
KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf 

L 
LEMA: Parıltı,parlayış. 
LEMİS: Dokunma,elleme. 
LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Lüks hayat. 
LİNET: Sürgün 
LİLA: Açık eflatun 

M 
MEHİR: Ay parçası 
MARAL: Dişi geyik 
MERZE: Mercan 

P 
PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla 
PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın 

R 
RİMA: Dişi ceylan yavrusu 
RUHAN: Güzel kokulu 

S
 
SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk 
SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma 
SEL: Taşkın su 
SELİS: Akıcı söz 
SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik 
SEYYAL: Akıcı, akışkan 
SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen 

Ş 
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı 

T
 
TALHA : Güzellik 
TALİA : Güzel, şirin 
TAMAY : Dolunay, ayın on dördüncü 

V
 
VİRA : Durmadan, aralıksız, sürekli. 

Z
 
ZEHRA : Çiçek. 
ZİŞAN : Şanlı, şerefli - Bir tür lale


Hiç yorum yok: